A
Admin
Yönetici
Yönetici
Başkanlığımızca neşredilen Diyanet Aylık Dergisi’nin 2025 yılı Mayıs sayısında, "Arşın Gölgesindeki Gençlik" konusuna yer verilmektedir. Bu konu, 15-21 Mayıs tarihleri arasında "Gençlik Haftası" olarak kutlanan günlerin aktüalitesiyle örtüşmekte, ayrıca oldukça zengin içeriğiyle haftaya dair son derece değerli konulara temas etmektedir. Bu bağlamda, "Allah’ın Razı Olduğu Gençlik", "Asr-ı Saadet Gençliği", "Medeniyetin İmarı Gençliğin İnşası" başlıklı yayımları ve ilgili diğer muhtevasıyla güncele dair çok kıymetli bir hazine sunmaktadır. Bir ülkenin en önemli hazinesi, o ülkenin gençleridir. Ayrıca gençler, bir ülkenin geleceği ve umudu olarak nitelendirilmektedir. Kendi ülkemiz açısından bakıldığında ise; bu vatanın sahip olduğu "genç" realitesinin, dünya tarihi bakımından son derece büyük ve önemli olaylarda etkin aktör olduğu görülmektedir. Bu topraklar; bu kadim devleti ve bu aziz milleti ince ince işleyen, yüksek bir ruh ile yücelten, tarihten günümüze intikal ve tevarüsünü sağlayan nice gençlere ev sahipliği yaptı. Bu devletin ve bu milletin bugünlere gelmesinde güçlü bir iradeye sahip dimağların, çalışkan ve geniş görüşlü yiğitlerin, inancına sıkı sıkıya bağlı, aşk ve şevk ile mücadele eden genç yöneticilerin hayati bir rolü olduğu hususu, tarihi hadiseler ile kaynaklardan elde edilen bir realite. Anadolu'yu bizlere yurt kılan eşsiz iradenin sahibi Sultan Alparslan, tarihin akışını değiştiren bu büyük zafer/fetih esnasında kırk iki yaşındaydı. Güçlü bir liderlik, gıpta edilesi fikir adamlığı, her türlü zorluğa rağmen dönmeyi düşünmeyen tavrı ve bitmek tükenmek bilmeyen arzusuyla çağ kapatıp yeni bir çağ açan Sultan Mehmet, Konstantinapol’ü İstanbul yaptığında yirmi bir yaşındaydı. İktidarı döneminde nice gailelere karşı koyan, ayrıca sanata ve edebiyata büyük önem veren, Sultanahmet Camii gibi ihtişamlı bir eseri insanlık tarihine kazandıran Sultan Ahmet, on dört yıllık iktidarının ardından vefat ettiğinde yirmi yedi yaşındaydı. Mülkiye ve seyfiyede tasarladığı yenilikleri hayata geçirmeye ömrü vefa etmemiş olsa da, Osmanlı'da reformun öncüsü kabul edilen Genç Osman, hayatını adadığı reform uğruna, henüz on sekiz yaşında feda-i can eyledi. Tahta cülüsünün on beşinci yılında Bağdat'ı (yeniden) fetheden IV. Murat, fetihten yaklaşık iki yıl sonra vefat ettiğinde henüz yirmi sekiz yaşındaydı. Anadolu'nun yiğit evlatları "onbeşliler", yüce bir inanmışlığın zaferi olan ve tarihe altın harflerle kazınan Çanakkale savaşının destanlaşmasında, büyük pay sahibidirler. 'Eşine az rastlanır bir anlayış ve irade' nitelemesiyle tarih sayfalarında yer alan milli mücadelenin kahramanları, cepheden cepheye koşarken ve Anadolu'ya liderlik yaparken henüz otuzlu yaşlardaydılar. Her biri derin bir sorumluluk, akılcı bir vizyon, inanç ve geleneklere gönülden hürmet, geçmişten ders almak suretiyle geleceği planlayan bir perspektif, imar ve ihya içerikli bir fikriyat, bitmez tükenmez bir gayret, istişare ve müzakere kültürüne bağlı güçlü bir liderlik anlayışıyla ortaya koydukları mücadele neticesinde, gölgesi altında emniyetle yaşadığımız devleti, millet olmayı başarabilmiş güçlü bir toplumu inşa ettiler. Böylece her yönden zengin bir anlayışla bezenmiş olan devletimiz ve milletimiz, her türlü badireye karşı sarsılmaz bir irade ortaya koymak suretiyle bugünlere gelmiş, inşallah ilelebet de payidar olacaktır. İçinde bulunduğumuz Gençlik Haftası ve birkaç gün sonra idrak edeceğimiz İstanbul'un fethinin yıldönümünde; bu devleti ve bu milleti geleceğe taşıyacak imanlı ve azimli, vizyoner ve lider ruhlu nice gençlerimizin varlığına dair taşıdığımız inanç ve bu inanca ilişkin güçlü emareler, bu toprakların en büyük umududur.