GAZETE, DERGİ veya KİTABIN TOPLATILMASI MÜMKÜN MÜDÜR?

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Bu çalışmada daha çok kamu adına doğrudan soruşturulması gereken veya doğrudan geçilen soruşturma-kovuşturma çerçevesinde gazete, dergi ve kitabın toplatılmasının mevcut yasal durumu ele alınmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki yasalarla ifade özgürlüğünün en önemli ve özel hali olan basın özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Bunun yanında, yine yasalarla, bu özgürlüğün sınırsız olmadığı, devletlerce, yasal ilkeler çerçevesinde birtakım sınırlamalara tabi tutulabileceği de vurgulanmıştır. Basın özgürlüğünden yararlanma, gazeteciler yönünden önemli hak olmakla birlikte, yasalarda ve uygulamada gazeteciler korunmuştur ancak bu özgürlüğü kullanırken bir takım görev ve sorumluluklar da getirilmiştir. Avrupa İnsan Haklara Mahkemesi, Sözleşme'nin 10. maddesiyle gazetecilere tanınan güvence, gazetecilerin yaptıkları işin niteliği gereği olarak doğru, güncel, objektif ve güvenilir bilgiler sunmaları anlamında iyi niyetle hareket etmeleri şartına bağlanmıştır. Yayının toplatması, durdurulması, engellenmesine dair işlem ya da uygulamaları istisnai ve yasal şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Anayasanın ilgili maddeleri şu şekildedir: Anayasası'nın 13. (Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması), 14. (Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmaması), 26/2. (Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti ve sınırları), 28. (Basın hürriyeti ve sınırları). Bunların yanında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10/2. maddesi de bu bağlamda olup benzer amaç ve kavramlarla sınırlamayı benimsemiştir. Suç işlenmesi ya da suçun önlenmesi nedeniyle alınabilecek bu tedbirler, yayın türüne göre, farklı yasalarda düzenlenmiştir. Gazete ya da dergi mi, radyo ya da televizyon mu veyahut internet mi? Buna göre ayırım yapılmalıdır. Zira farklı yasalardaki düzenlemelerdir. Konumuz itibariyle gazete, dergi, kitap gibi yazılı yayınlar yönünden durum aşağıdaki gibidir. Anayasanın yukarıda yazılı temel hak ve hürriyetler, temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmaması, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti ile basın hürriyetine dair maddelerinin dayanağıyla çıkarılan 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 3/1. maddesinde basın özgürlüğü esas olarak vurgulanmıştır. Bunun yanında sınırlama yönünden, özellikle Anayasa'nın 28. maddesi ve Basın Kanunu'nun 3/2. maddesiyle basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak ve istisnai yasal koşulların gerçekleşmesi halinde sınırlanabileceği de belirtilmiştir. Aşağıdaki hallerde gazete, dergi, kitap gibi basılmış eserlere el konulabilir, dağıtım ve satış yasağı getirilebilir. 1. Hal: Soruşturma için delil amacıyla el koyma: Basın Kanunu'nun el koyma, dağıtım ve satış yasağını düzenleyen 25. maddesine göre, soruşturma için sübut vasıtası olarak her türlü basılmış eserin (gazete, kitap, dergi gibi yayımlanmak üzere her türlü basım araçları ile basılan veya diğer araçlarla çoğaltılan yazı, resim ve benzeri eserler ile haber ajansı yayınlarından) en fazla üç adedine cumhuriyet savcısı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kolluk el koyabilir. Burada, basın yoluyla işlenmiş herhangi bir suçun veya Basın Kanunu'nda belirtilen suçların işlendiği yönünde soruşturma yapılmasını gerektiren bir durumla karşılaşılması halinde delil amacıyla yeteri kadar (en çok üç tanesine) dosyasına / adli emanete alınmak üzere el konulabilir. Hakim kararına gerek yoktur. Cumhuriyet savcısının kararı yeterlidir. Hatta gecikmesinde sakınca bulunan bir durum varsa kolluk da el koyabilir. Bu şekildeki el koymalar, genel anlamda ve basılmış eserin dağıtımına engel olmadığından ve sadece numune delil olduğundan, el konmanın onanmasına gerek yoktur. 2. Hal: Soruşturma - kovuşturma kapsamında el koyma: Soruşturma veya kovuşturma başlatılmış olması şartıyla aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak basılmış eserlerin tamamına hakim kararıyla el konulabilir. a. 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanunda yer alan suçlar nedeniyle: Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret etmek veya sövmek, Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip etme, kırma, bozma veya kirletme suçunun işlenmesini teşvik ya da bunun yolunu gösterme gibi yayınlar yapılırsa… b) Anayasanın 174. Maddesinde yer alan inkılap kanunlarının korunması nedeniyle: 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu, 25 Teşrinisani 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanun, 30 Teşrinisani 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun, 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medeni nikah esası ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü, 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkında Kanun, 1 Teşrinisani 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki hakkında Kanun, 26 Teşrinisani 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa gibi Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına dair Kanun, 3 Kanunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanunlar aleyhine, uygulanmasının engellenmesine, karşı gelinmesine yol açabilecek yayın yapılırsa… c. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda[1] yer alan suçlar nedeniyle: 146/2. 153/1,4. 155. 311/1,2. 312/1,4. 312/a. Maddelerindeki devlet kuvvetleri aleyhinde (kanunlara karşı gelme, askerlikten soğutma, kamu güvenliğini bozmaya, suç işlemeye tahrik, korku ve panik yaratma amacıyla tehdit etmeye, suçu veya suçluyu övmeye) teşvik etmeye dair yayınlar yapılırsa… d. 12/04/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nda yer alan suçlar nedeniyle: 7/2,5. Maddesi (Terör örgütü propagandası yapma) Yukarıda yer alan suçlarla ilgili olarak her türlü haber veya yazıyı yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hakim kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını en geç 24 saat içinde yetkili hakime bildirir. Yetkili hakim bu kararı en geç 48 saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır. Süreli veya süresiz yayınlar, yukarıda gösterilen kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hakim kararıyla; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlakın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en geç 24 saat içinde yetkili hakime bildirir; hakim bu kararı en geç 48 saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır. Türkiye'de yayımlanan süreli yayınlar, devletin ülkesi ve milliyetle bölünmez bütünlüğüne, cumhuriyetin temel ilkelerine, milli güvenliğe ve genel ahlaka aykırı yayımlardan mahkum olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hakim kararıyla toplatılır. Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır. 3. Hal: Yurt dışında basılan ve soruşturma - kovuşturma kapsamında el konulması: Hangi dilde olursa olsun Türkiye dışında basılan süreli veya süresiz yayın ve gazetelerin yukarıda belirtilen suçları içerdiklerine dair kuvvetli delil bulunması halinde, bunların Türkiye'de dağıtılması veya satışa sunulması, cumhuriyet başsavcılığının talebi üzerine sulh ceza hakiminin kararı ile yasaklanabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde cumhuriyet başsavcılığının kararı yeterlidir. Bu karar en geç 24 saat içinde hakimin onayına sunulur. 48 saat içinde hakim tarafından onaylanmaması halinde cumhuriyet başsavcılığının kararı hükümsüz kalır. Yasaklanmış yayın veya gazeteleri bilerek dağıtanlar veya satışa sunanların sorumluluğu: Basın Kanunu'nun 25/4. maddesinde "Yukarıdaki fıkra uyarınca yasaklanmış yayın veya gazeteleri bilerek dağıtanlar veya satışa sunanlar bu yayınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi gibi sorumludurlar" şeklindedir. Uygulamada "yukarıdaki fıkra" dediğine göre, "bu hüküm, sadece 3.Haldeki (yurt dışında basılan ve belirtilen suçları içeren yayınlar için, yani 25/3. maddeye yönelik) geçerlidir." denilebilir. Maddede "yukarıdaki fıkralar" ya da "yukarılardaki fıkra" tabirinin kullanılmamış olması karışıklığa neden oluyor. Bu durumda 25/2. maddesi uyarınca hakim kararıyla el konulan yayın veya gazeteleri bilerek dağıtanların veya satışa sunanların durumu ne olacaktır? Bunlara da 25/4. madde uygulanabilecek midir? Salt yasa maddesindeki ibareye bakıldığında tereddüt oluşuyor. Uygulamada farklılıklar olmakla birlikte 25/4. maddesi, 25/2. maddesindeki ihlalde de uygulanabiliyor. Buradaki sorumluluk, başka bir deyişle, Yasaklanmış yayın veya gazeteleri bilerek dağıtanlar veya satışa sunanlar, bu yayınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi gibi sorumludurlar. Eser sahibi, süreli veya süresiz yayının içeriğini oluşturan yazıyı veya haberi yazanı, çevireni veya resmi ya da karikatürü yapanı ifade eder. Basın Kanunu'nun cezai sorumluluğu düzenleyen 11. maddesine göre, süreli yayınlar ve süresiz yayınlar yoluyla islenen suçlardan kural olarak eser sahibi sorumludur. Başka bir deyişle, yasaklanmış yayın veya gazete içeriği, yukarıda maddeler halinde sıralanan hangi suçu oluşturuyorsa eser sahibi ondan sorumlu olacağına göre, karara rağmen bunları bilerek dağıtanlar veya satışa sunanlar da tıpkı eser sahibi gibi sorumlu olurlar. Bunun için basılmış eser hakkında el koyma, dağıtım ve satış yasağı olduğunu bilmeleri gerekir. Kaynakça: 1. Hukuka Aykırı Yayınlara Karşı Başvuru Usul ve Esasları, Adalet Yayınevi, 2024 2. Türkiye'de İnternet-Sosyal Medya Hukuku, Filiz Kitabevi, 2021 3. Basılı, Görsel, İşitsel ve Sosyal Medyada Düzeltme ve Cevap, Seçkin Yayınevi, 2021 4. Spor Basın Yayın İnternet, Karar-Talep-Yazışma Örnekleri, Filiz Kitabevi, 2021 5. Yalan Haber Dezenformasyon-Sansür Yasası, İfade-Basın Özgürlüğü, Filiz Kitabevi, 2023 ---------------- [1] 5252 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun "yollamalar" başlıklı 3. Maddesi: (1) Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan (765 Sayılı) Türk Ceza Kanunu’na yapılan yollamalar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelere yapılmış sayılır. (2) Mevzuatta, yürürlükten kaldırılmış Türk Ceza Kanunu’nun kitap, bab ve fasıllarına yapılmış olan yollamalar, o kitap, bab ve fasıl içinde yer almış hükümlerin karşılığını oluşturan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun maddelerine yapılmış sayılır.
 
Geri
Üst