A
Admin
Yönetici
Yönetici
Ortadoğu’da yükselen tansiyona karşı uyarılarda bulunan Merz, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in arabuluculuk yapabileceği yönündeki açıklamalarını da sert bir dille eleştirdi. Zirveye ABD-AB ticaret ihtilafları, Ukrayna’da süren savaş ve İsrail ile İran arasında tırmanan gerilim damga vururken, Merz Avrupa’nın tutumunu net bir şekilde ortaya koydu. Ortadoğu Uyarısı: “ABD Doğrudan Müdahil Olabilir” Merz, zirvenin ilk gününde yaptığı açıklamada, İsrail ile İran arasındaki çatışmanın kontrolden çıkma riskine dikkat çekti. İran’ın ya da bölgesel müttefiklerinin Orta Doğu’daki Amerikan askeri üslerine doğrudan saldırması hâlinde, ABD’nin bu krize doğrudan müdahil olmasının neredeyse kaçınılmaz olduğunu ifade etti. “Amerikan yönetimi, bu çatışmanın bir parçası olmak istemediğini açıkça belirtti,” diyen Merz, buna rağmen ABD üslerine ya da stratejik ticaret yollarına yönelik bir saldırının, durumu hızla değiştirebileceği uyarısında bulundu. Avrupa ülkelerinin G7 çatısı altında İsrail-İran gerilimine ilişkin ortak bir bildiri yayımlamasını teşvik ettiklerini söyleyen Şansölye, aynı zamanda İran’ın nükleer silah elde etmesini engellemenin tüm Batılı devletler açısından mutlak bir öncelik olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca bu bildirinin, İsrail'in meşru müdafaa hakkını tanıyan ve diplomatik çözüm yollarına işaret eden bir çerçevede hazırlanması gerektiğini dile getirdi. Putin’e Arabuluculuk Tepkisi: “Bu Rol Ona Ait Değil” Eski ABD Başkanı Trump’ın, Putin’in Ortadoğu krizinde arabuluculuk yapabileceği yönündeki açıklamalarına da doğrudan karşı çıkan Merz, Rus liderin bu tür bir pozisyona uygun olmadığını ifade etti. “Rusya Devlet Başkanı, bu çatışmada güvenilir bir arabulucu olamaz. Öncelikle Ukrayna’ya yönelik yasa dışı saldırılarını sonlandırmalı,” diyen Merz, diplomasi çağrılarının ancak hukuka saygı temelinde anlam kazanabileceğini vurguladı. Trump’ın ABC’ye verdiği röportajda “Putin'in arabuluculuk yapmasına açığım” sözleri, G7 ülkeleri arasında endişeyle karşılandı. Merz’in bu sözlere karşı pozisyonu, Avrupa ile Trump arasındaki dış politika yaklaşımı farkını bir kez daha gözler önüne serdi. Yeni Yaptırım Çağrısı: “ABD Katılmalı” Şansölye Merz, Avrupa Birliği’nin Rusya’ya karşı yeni bir yaptırım paketi hazırlığında olduğunu belirtti ve bu sürece ABD’nin de aktif katılımını talep etti. “Amerikan yönetiminin bu girişime destek vermesini ve kendi yaptırım programlarını da eş zamanlı olarak genişletmesini bekliyoruz,” dedi. Washington’da iktidar değişiminden bu yana yeni bir yaptırım adımı atılmadığını hatırlatan Merz, hâlen yürürlükte olan kısıtlamaların Biden döneminden kalma olduğuna dikkat çekti. Yeni yaptırım paketinin özellikle Rus enerji ve finans sektörlerini hedef alması bekleniyor. Amaç ise Moskova üzerindeki baskıyı artırarak, Ukrayna ile masaya oturmasını sağlamak. Dondurulmuş Varlıklar Gündemde: “İlerleme Beklemiyorum” Merz ayrıca, Batı ülkelerinde dondurulan Rus devlet varlıklarının Ukrayna'nın yeniden inşası için kullanılması konusuna da değindi. Ancak bu konuda G7 zirvesinde anlamlı bir ilerleme sağlanacağına dair beklentisi olmadığını dile getirdi. “Bir önceki zirvede varlıkların dondurulmasıyla ilgili bir ortak bildiri yayımlanmıştı. Bu sefer bundan daha ileri gidileceğini sanmıyorum,” diyerek sürecin Trump’la da istişare edileceğini belirtti. Ticaret Anlaşmazlığı: “Bu Zirvede Çözüm Beklememeli” G7 gündeminin bir diğer önemli başlığı ise ABD ile Avrupa Birliği arasındaki gümrük vergisi uyuşmazlığı oldu. Merz, bu konuda kısa vadede bir ilerleme beklemediklerini söyledi. “Zirvede somut bir çözüm beklememek gerek, ancak küçük adımlarla ilerleme sağlanabilir,” ifadelerini kullandı. İtalya, Fransa ve Birleşik Krallık liderleriyle bu konuda ayrıntılı görüşmeler yaptığını belirten Merz, ABD Başkanı Trump ile de bu başlığı değerlendirmeye devam edeceklerini bildirdi.