G7 sona erdi: Netanyahu'nun bile gerisine düştüler

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
CGTN Türk Dış Haberler Servisi Kanada’nın ev sahipliğinde ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya ve Japonya’nın katıldığı G7 zirvesi İsrail-İran çatışmalarının gölgesinde toplandı. Zirve sonunda ABD’nin imza atmadığı ortak bildiride İran sert sözlerle hedef alındı. İran’ı bölgesel istikrarı bozmakla suçlayan G7 ülkeleri İsrail’in güvenliğine tam destek verdi. Tahran yönetiminin dünyanın birçok ülkesinin de sahip olduğu nükleer programı sorunların kaynağı olarak gösterildi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, zirvede yaptığı açıklamada “İran’ın nükleer silah edinmesini önlemekte kararlıyız” dedi. Buna karşın Fransa başta olmak üzere G7 ülkeleri, İsrail’in sahip olduğu nükleer cephanelik hakkında sessiz kalmayı sürdürüyor. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) denetimlerine tamamen kapalı olan İsrail’in nükleer kapasitesi, Batılı ülkeler tarafından adeta tabu ilan edilmiş durumda. Netanyahu’nun saklamadığını G7 görmedi Batılı ülkeler ve Batı ittifakının Asya’daki ileri karakolu olan Japonya’nın tutumu bilinçli olarak sahadaki gerçekleri manipüle ediyor. G7 ülkeleri sorunun başlangıç noktası olarak İran’ın nükleer programını işaret etse de İsrail, 7 Nisan 2024’te İran’ın Suriye’deki diplomatik misyonunu hedef almıştı. Gerçekte İran’ın askeri gücünü azaltmayı hedefleyen İsrail’in bugün de ülkenin nükleer programını içeren ancak bunun da ötesine geçen amaçları mevcut. İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu verdiği röportajlarda ve yayınladığı videolarda asıl amacın İran’da rejim değişikliği olduğunu gizlemiyor. Netanyahu son olarak rejim değişikliği doğrultusunda İran’ın dini ve siyasi lideri Ayrtuulah Ali Hamaney’e suikast düzenleme planını gündeme getirdi. Buna karşın G7 ülkeleri Birleşmiş Milletler’in 51. Maddesinde tanınan “öz savunma hakkı” çerçevesindeki eylemlerini kınamayı tercih etti. G7’nin seçici sessizliği G7 ülkelerinin üzerinden atladığı bir diğer gerçek ise İsrail’in uluslararası hukuku ihlal eden eylemleri. Gazze işlediği savaş suçlarının bir benzerini İran’da uygulanmasından korkulan İsrail, kademeli biçimde sivil altyapı tesislerini hedef alırken şiddetten son olarak İran’daki medya kuruluşları nasibini aldı. G7 bildirisinin kamuoyuna duyurulduğu sırada İsrail, İran’ın devlet televizyonu IRIB binasını vurdu. Çin’in resmi yayın organı Global Times, bu saldırının ardından yayınladığı başyazıda “savaş koşullarında bile gazetecilik korunmalıdır” ifadelerini kullanırken, CGTN gelişmeleri “İsrail medyaya da savaş açtı” başlığıyla duyurdu. Ancak G7 bildirisine bu konuda tek satır bile girmedi. Özetle G7 liderlerinin İran’ı hedef alan bildirisinde yer almayan tek şey adalet oldu. Uluslararası toplum, barışı tesis etmek yerine, taraflardan birini suçlayarak diğerine sınırsız alan tanımayı seçti. İsrail’in saldırgan tutumu, İran’ın caydırıcılıkla sınırlı tepkisi ve küresel güçlerin seçici sessizliği, bölgeyi bir barış planına değil, daha büyük bir savaşa doğru sürüklüyor.
 
Geri
Üst