Fibromiyalji hakkında bilmeniz gereken her şey! Kas ağrıları ve yorgunluk: Fibromiyalji belirtileri nelerdir?

A

Admin

Yönetici
Yönetici
Fibromiyalji, kaslarda ve yumuşak dokularda ağrıya yol açan kronik bir rahatsızlıktır. Medicana Sağlık Grubu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Prof. Dr. Ömer Faruk Şendur, hastalığın özellikle mükemmeliyetçi veya A tipi kişilik yapısına sahip bireylerde daha sık görüldüğünü belirtti. Prof. Dr. Şendur, "Büyük ölçüde gözden kaçabilen bir hastalık olan fibromiyalji, özellikle kadınlarda sık gözlenir ve tanı konmada sorun yaşanır. Genellikle ağrılar ciddiye alınmaz ve endişeler görmezden gelinir. Ancak tedavi edilmediğinde günlük hayatı olumsuz şekilde etkiler" dedi.

a-w519680-01.jpg


BELİRTİLERİ


Fibromiyalji, yaygın kas ve dokularda ağrı ile kendini gösterir. Uzman, "Fibromiyalji uyku sorunlarına, yorgunluğa ve duygusal ve zihinsel sıkıntıya da neden olur. Fibromiyaljisi olan kişiler, fibromiyaljisi olmayan kişilere göre ağrıya daha duyarlı olabilir. En az üç ay süren ağrı ve belin hem üstünde hem de altında ve vücudun her iki tarafını da etkileyen, yaygın olarak da tarif edilir. Fibromiyalji, beyinde ağrı sinyallerinin işlenmesinde oluşan bir bozukluktan kaynaklanan bir tür ağrı sendromudur. Yaşlandıkça ağrılar ve sızılar günlük yaşamın bir parçası haline gelir. Kas sertliği ve ağrı, diğer çeşitli semptomlarla birlikte günlük aktiviteleri zorlaştırabilir" ifadelerini kullandı.

EN BELİRGİN BULGU: YORGUNLUK


Prof. Dr. Şendur, yorgunluğun fibromiyaljinin en belirgin bulgusu olduğunu belirtti:
"Görünüşte iyi bir gece uykusundan sonra bile dinç uyanamama ve hala bitkin uyanmak belirtileri arasındadır. Ağrı genellikle yorgunluk, zorlanma veya aşırı kullanımdan sonra kötüleşir. Parmak ucuyla bastırıldığında belirli bölgeler hassaslaşır. Bu bölgelere ‘hassas noktalar’ denir. Alevlenmelerde kaslar gerilebilir veya spazm olabilir. 'Fibro sis' olarak da bilinen bilişsel güçlükler, hafızayı ve odaklanmayı etkiler."

DİĞER BELİRTİLER


Fibromiyalji belirtileri arasında şunlar yer alır:

Uyku bozuklukları, tutukluk, baş ağrıları

Eller ve ayaklarda karıncalanma veya uyuşma

Anksiyete ve depresyon

İrritabl bağırsak sendromu (IBS), karın ağrısı, şişkinlik, kabızlık

Işığa, sese veya sıcaklığa karşı hassasiyet

Tüm vücutta ağrı ve tutukluk

Migren tipi baş ağrıları

Düşünme, hafıza ve konsantrasyon sorunları

Prof. Dr. Şendur, bu belirtilerin, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebileceğini belirtti.

RİSK GRUPLARI VE YAŞ FAKTÖRÜ


Fibromiyalji her yaşta görülebilir, ancak çoğunlukla orta yaşta teşhis edilir. Prof. Dr. Şendur, "Kadınların fibromiyaljiye yakalanma ihtimali erkeklere göre daha fazladır. Menopoz semptomları fibromiyaljiyi tetiklemese de şiddetlendirebilir. Fibromiyalji için tanısal bir test yoktur; genellikle kan testleri ile başka rahatsızlıklar ekarte edilir" dedi.

TEŞHİS NASIL KONUR?


Fibromiyalji hastaları genellikle iyi uyuyamaz, endişeli, bazen depresif veya gergin hisseder. Yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü ve zihinsel bulanıklık yaygındır. Prof. Dr. Şendur, teşhisin öykü, fizik muayene, röntgen ve kan testleriyle konduğunu belirtti:
"Doktorlar özellikle yorgunluk gibi çeşitli fiziksel semptomlarla birlikte en az 3 aydır yaygın ağrısı olan kişilerde fibromiyaljiyi düşünürler. Vücudun sol ve sağ tarafında, belin üstünde ve altında, omurganın üst kısmında, göğüs duvarında, omurganın ortasında veya belde ağrı olduğunda yaygın ağrı olarak kabul edilir."

TEDAVİ YÖNTEMLERİ


Fibromiyaljinin nedeni bilinmese de tedavi edilebilir. Prof. Dr. Şendur, tedavi seçeneklerini şöyle sıraladı:

Onaylı ilaçlar: duloksetin, pregabalin, milnasipran

Antienflamatuar ve diğer ağrı kesiciler

Antidepresanlar

Düşük yoğunluklu egzersiz ve fizik tedavi

Sıcak/soğuk uygulamalar

Gevşeme yöntemleri, bilişsel davranışçı terapi, duygusal farkındalık ve ifade terapisi

Alternatif tedaviler: akupunktur, kayropraktik, masaj

Aerobik ve kas güçlendirme egzersizleri

Meditasyon, yoga, stres yönetimi teknikleri

Uyku alışkanlıklarını iyileştirme

Bilişsel davranışçı terapi ile depresyon tedavisi

Prof. Dr. Şendur, tüm bu yöntemlerin bir arada uygulanmasının tedaviyi desteklediğini belirtti.
 
Geri
Üst