A
Admin
Yönetici
Yönetici
Geçtiğimiz günlerde Manisa, tarifsiz bir acıya uyandı. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, talihsiz bir elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti. Bu haber sadece ailesini ve yakın çevresini değil, tüm Manisalıları yasa boğdu. Çünkü Zeyrek, sadece bir başkan değildi. O, halkın içinden gelen, halkla birlikte yaşayan, halk için çalışan bir adamdı. Henüz ömrünün baharında, ardında dolu dolu bir insanlık hikayesi bırakarak aramızdan ayrıldı. On binlerce insanın katıldığı cenaze töreni, onun halk nezdinde ne kadar kıymetli olduğunun en somut göstergesiydi. Kimi gözyaşlarıyla, kimi dualarla, kimi ise sessizce ona veda etti. Ancak her bir Manisalının kalbinde aynı his vardı: “İyi bir insanı kaybettik.” Ben Ferdi Zeyrek’i yakından tanıyan biri değilim. Hayatına dair detayları vefatından sonra öğrenme fırsatım oldu. Fakat öğrendiklerim, bir insanın ardında nasıl bir iz bırakabileceğini tüm açıklığıyla gösterdi bana. Mevki ve makamın, eğer doğru şekilde kullanılırsa, insanları ne denli derinden etkileyebileceğini gördüm. Zeyrek, gücünü halktan almış, halkla paylaşmış bir başkandı. Makamını bir ayrıcalık değil, bir hizmet aracı olarak görmüş; samimiyetle çalışmış, gönüllere dokunmuş. Bravo.. En çok etkileyen hikayelerden biri, vefatından sadece bir gün önce yaşanmıştı. Yetim bir kız çocuğuyla ilgilenmiş, onun başını okşamış, yüzüne tebessüm kondurmuştu. Küçük bir dokunuş, bir çocuğun hayatında büyük bir iz bırakmıştı. Belki de o çocuk, yıllar sonra büyüdüğünde hala “Bir gün bir başkan bana sarıldı, mutlu etti beni” diye anlatacak o anı. İşte gerçek etki budur; bir koltuktan değil, bir yürekten gelen etki… Bu olay bize bir kez daha hatırlatıyor: Ne olursak olalım, hangi makamda bulunursak bulunalım, esas olan iyi insan olabilmektir. Hayatta en büyük servetimiz, arkamızdan söylenen güzel sözler, samimi dualar ve kalplerde bıraktığımız hoş sedadır. Zeyrek, bu dünyadan göçüp gitse de, onun yaptığı işler, gösterdiği insanlık, birçok kişinin gönlünde yaşamaya devam edecek. Ferdi Zeyrek’in hikayesi bize sorumluluklarımızı, insanlara nasıl yaklaşmamız gerektiğini ve makamların bir amaç değil, birer araç olduğunu yeniden hatırlattı. Onun ardından edilen dualar, onun ne kadar doğru bir yol izlediğinin kanıtıdır. Ruhu şad, mekanı cennet olsun. Manisa onu asla unutmayacak.