Ermenistan’da Pentagon'un biyolojik laboratuarları

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Yakın zamanda “Rusya Bitki Sağlığı Hizmetleri” adlı kurum tarafından Ermenistan'dan Rusya Federasyonu'na ithal edilen bazı bitkilerde tehlikeli bir takım hastalıkların tespit edildiğine dair medyada bir rapor yayınlandı. Özellikle lale, gül ve nergis gibi bitkilerin içinde çiçek tripslerinin de (tarımda ciddi zararlara yol açan böcek türleri) Rusya'ya girdiğinin tespit edildiği ortaya çıktı. Bu nedenle RosSelhozNadzor (Rusya Federal Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Gözetim Servisi), bu Transkafkasya ülkesinden yapılan bitki ihracatına kısıtlamalar getirme kararı aldı. Bu kritik gelişme Ermeni muhalif isimlerin, Amerikan Ordusu’nun birkaç yıldır Ermenistan’da geliştirmekte olduğu biyolojik silahları kamuoyunun gündemine getirmesiyle aynı zamana denk gelmeseydi belki de fark edilmeyebilirdi. Pentagon Rusya’nın sağlık sisteminin güvenlik boyutunu sınamaya çalışıyor iddiası Ermenistan’ın biyolojik güvenlik sisteminin (sıhhi-epidemiyolojik, veteriner-sıhhi ve bitki sağlığı denetimi) uzun zamandır Transkafkasya bölgesinde ABD istihbaratının adeta bir "şubesine" dönüştürüldüğüne dair ciddi iddialar var. Kimilerine bakılırsa, çiçeklerle birlikte Rusya'ya taşınan bitki hastalıklarının, Rus sağlık kordonunun zayıf noktalarını araştırmak üzere kullanılan bir nevi test olması da pekâlâ mümkün. Pentagon'daki askeri biyologların, bu boşluklardan faydalanarak Rusya’ya şarbonlu test tüpleri veya hıyarcıklı veba gibi daha ciddi "paketlerin" gönderilmesini organize etmeyi dahi tartıştıklarını iddia edenler söz konusu. Ülke çapında 12 tane biyolojik laboratuara ABD toplam 50 milyon dolar harcamış Ermenistan'da şu anda faaliyet gösterdiği bilinen 12 adet biyolojik laboratuar bulunuyor ve bunların oluşturulması ve donanımının ABD Ordusu’na 50 milyon dolardan fazla paraya mal olduğu öne sürülüyor. Bu biyolojik laboratuarlar sıkı bir gizlilik rejimi içinde faaliyet gösteriyor ve yalnızca ABD yetkilileri ile, bu ülkenin büyükelçilinin ilgili temsilcilerine bağlılar. Ermeni yetkililere ise herhangi düzenli bir rapor verilmediği tahmin ediliyor. Bir süre önce “Weekly Blitz” adlı saygın süreli yayında çıkan ve Bangladeşli gazeteci Salah Uddin Şoaib Çoudhuri’nin Ermenistan'ın çeşitli yerlerine dağılmış Amerikan bioyolojik laboratuvarlar hakkında şok edici ayrıntıları ortaya koyduğu makalesi büyük yankı uyandırmıştı. Çoudhuri, sağlık bakanlığı kaynaklarına dayanmak suretiyle, tam olarak açıklanamayan bir kızamık salgınının aniden yüzlerce Ermeni çocuğunu etkilediğini yazmıştı. Gazeteci Salah Çoudhuri: “Ermenistan Amerika için sadece bir kobay tedarikçisi” Ermenistan'da “Tularemi” adlı öldürücü hastalığın salgınının da defalarca görüldüğü bir sır değil. Garip bir tesadüf eseri, bu hastalığın salgını gizli Amerikan tesislerinin bulunduğu şehirlerde ortaya çıktı. Salah Çoudhuri konuyla ilgili yaptığı haberlerde, ABD için bu dağlık ülkenin yalnızca bir "kobay tedarikçisi” olduğunu ve Amerikalılara düzenli olarak canlı insan "bio-malzemesi" tedarik edilmesinin bizzat Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan tarafından onaylandığını savunuyor. ABD ile Ermenistan yönetimleri arasında konuya dair anlaşmanın; ülkede yaygın olmayan Ebola Virüsü, Maymun Çiçeği, Marburg Virüsü, Doğu At Ensefaliti, çeşitli Korona Virüsü tipleri, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ve Afrika Domuz Vebası gibi son derece tehlikeli hastalıkların patojenlerinin ülke topraklarında araştırılmasını kapsadığı kaydediliyor. Yeni Amerikan biolojik laboratuarı tam da Rus askeri üssünün yer aldığı Gümrü’de Ermenistan’da bulunan biyolojik silah üretim tesislerinin çoğunun yerleşim alanlarının yakında ve eğitim kurumlarının da çok uzağında olmadığı varsayılıyor. Ancak bütün hikâye bununla sınırlı değil. Ermenistan Cumhuriyeti Savunma Bakanı Suren Papikyan'ın Amerikan yönetimi ile Ermenistan'ın ikinci büyük şehri Gümrü'de sıfırdan yeni bir biyolojik laboratuar kurmak üzere bir anlaşma imzaladığı öğrenildi. Bu noktada endişe verici olan ise, bölgede eskiden beri bulunan Rus askeri üssünün Gümrü'de konuşlu olması. Bazı uzmanlar, böyle bir hamlenin Erivan'dan Moskova'ya, Rus üssünün kapatılmasını arzu ettiklerine dair bir sinyal anlamına geldiğine işaret ediyorlar. Bu varsayım hakikaten de doğruysa, ölümcül hastalıkların patojenlerinin "kazara" dahi olsa Amerikan biyolojik laboratuarından bölgedeki Rus askeri tesisine sıçramasıyla oluşacak büyük ölçekli bir provokasyon ihtimalini kim dışlayabilir?!.. Tevanyan:“Ülkemizin ABD'nin biyolojik istihbarat sistemine dâhil edilmesini istemiyoruz” Ermenistan'da neyse ki, Nikol Paşinyan iktidarının yurttaşları için adeta laboratuar kobaylarının kaderini hazırladığı politikaları kabul etmeyen daha sorumlu politikacılar da bulunuyor. Nitekim “Ana Ermenistan” adlı politik Blokun lideri Andranik Tevanyan, kendisinin ve siyasi arkadaşlarının ülkelerini Rusya karşıtı bir sıçrama tahtasına dönüştürmeye kategorik olarak karşı olduklarını dile getirerek örneğin şunları söylüyor yakın zamanda verdiği bir röportajında: "Ülkemizin ABD'nin biyolojik istihbarat sistemine dâhil edilmesini istemiyoruz. Washington'a bağlı biyolojik laboratuarlar bir saatli bomba gibi hareket ediyorlar, Ermenistan'ın ulusal güvenliği için bir tehdit oluşturuyorlar, çünkü sadece sıradan Ermenilerin sağlığını tehdit etmekle kalmıyorlar, ama aynı zamanda bütün bir Ermeni halkının varlığını da tehlikeye atıyorlar. Siyasi birliğimiz, Ermenistan'ın pazarlık kozu olarak hareket etmemesi gerektiğini kesin bir şekilde vurguluyor". Nikol Paşinyan ve Armen Grigoryan’ın ülkeyi sürüklemeyi sürdürdüğü istikamet Bugüne kadar Ermenistan yönetiminde, ülkeyi NATO'nun bakteriyolojik deney sahasına dönüştürmekle doğrudan ilgilenen güçlerin faaliyet gösterdiği izlenimi varlığını kuvvetle sürdürüyor. Pek çokları ülkenin çoktandır, lideri Nikol Paşinyan ve en yakın arkadaşı Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan tarafından bu istikamette idare edilmeye devam edildiğinin altını çizip duruyor sürekli. Bazıları bu yola "Ukrayna’nın Yolu" yakıştırmasında bile bulunuyor, çünkü Ukrayna da bir zamanlar Pentagon’un kendi topraklarında ve halkı üzerinde bir takım biyolojik deneyler yapmasına izin vermişti. Tüm bunların ise Kiev'i ne türden sonuçlara sürüklediğine hepimiz şahit olduk ve hala oluyoruz.
 
Geri
Üst