Erkeklere "kendinizi muayene edin" uyarısı! Erken teşhisin önemi

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Testis kanseri, genellikle genç ve orta yaş erkekleri etkileyen önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Tefekli, testis kanserinin özellikle 20-40 yaş arasındaki erkeklerde sık görüldüğünü belirterek, hastalığın erken teşhisi için erkeklerin kendi kendilerini düzenli olarak muayene etmelerinin hayati önem taşıdığını vurguluyor. Testis Kanserinin Risk Faktörleri ve Belirtileri Testis kanseri çoğunlukla ağrıya neden olmamakla birlikte, hastaların yaklaşık yüzde 30-40’ında ağrı şikayeti görülebiliyor. Sertlik, kitle ya da yumru gibi testisteki olağan dışı değişiklikler fark edildiğinde vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmak gerekiyor. Hastalığın diğer belirtileri arasında sırt ve boyun ağrısı, memelerde büyüme ve hassasiyet, istemsiz kilo kaybı ile halsizlik yer alıyor. Prof. Dr. Tefekli, doğuştan gelen yapısal bir bozukluk olan inmemiş testisin testis kanseri riskini 4 ila 8 kat artırdığını ifade ediyor. Ayrıca, ailede testis kanseri öyküsü bulunanlarda ve belirli genetik hastalıklara sahip bireylerde hastalığın görülme ihtimali daha yüksek. Ergenlik sonrası dönemde daha sık ortaya çıkan testis kanseri, 50-60 yaş arasındaki erkeklerde de risk teşkil ediyor. Erken Teşhisin Önemi ve Kontrol Yöntemleri Testis kanserine karşı henüz kesin bir tarama yöntemi bulunmamakla birlikte, erkeklerin belirli aralıklarla kendi kendilerine yaptıkları testis muayenesi erken teşhis için büyük önem taşıyor. Kitle, sertlik ya da büyüme gibi değişiklikler fark edildiğinde hızlıca doktora başvurmak gerekiyor. Kesin tanı için fiziksel muayene, görüntüleme yöntemleri ve kan testleri uygulanıyor. Bu süreçte erken teşhis, tedavi başarısını önemli ölçüde artırıyor. Tedavi Seçeneklerinde Modern Yaklaşımlar Testis kanserinde tanı ve tedavinin temelini, kasık üzerinden gerçekleştirilen inguinal orşiektomi adlı cerrahi operasyon oluşturuyor. İleri evrelerde veya yüksek riskli durumlarda, retroperitoneal lenf nodülü diseksiyonu gibi ek cerrahi müdahaleler gerekebiliyor. Kanser hücrelerinin yayılımına bağlı olarak kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi yöntemleri de uygulanabiliyor. Ameliyat sonrası ek tedavi olarak kemoterapi tercih edilebildiği gibi, bazı hastalarda radyoterapi de tedavi planına dahil edilebiliyor. Metastazı bulunan ya da cerrahi için uygun olmayan hastalarda kemoterapi ve radyoterapi kombine şekilde kullanılabiliyor.
 
Geri
Üst