A
Admin
Yönetici
Yönetici
Emlak vergisi, taşınmaz mal sahiplerinin her yıl ödemekle yükümlü olduğu, belediyeler tarafından tahsil edilen bir vergidir. Son dönemde özellikle büyükşehirlerde ve kıymetli bölgelerde yapılan değer artışları mükelleflerin ödeyecekleri emlak vergisini ciddi oranda yükseltmiştir. Bu durum, vergi yükümlülerinin hukuki olarak ne tür başvuru yollarına sahip olduğu sorusunu gündeme getirmektedir.
1. Emlak Vergisinin Dayanağı
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu uyarınca emlak vergisinin matrahı, taşınmazın emlak vergi değeri üzerinden belirlenmektedir. Vergi değerleri, ilgili yılın başında belediyeler tarafından Takdir Komisyonlarınca belirlenir ve mükelleflere duyurulur.
2.Emlak Vergisi Değerleri Neye Göre Belirlenir?
Emlak vergisinin hesaplanmasında dikkate alınan en önemli unsur, taşınmazın bağlı bulunduğu bölgede belirlenen arsa ve arazi metrekare birim değerleridir. Arsa ve arazi birim değerleri belirlenirken, taşınmazın bulunduğu konum ve çevresel özellikleri esas alınır.
Konutun rayiç bedelinde yaşanan kayda değer artışlar, doğrudan emlak vergisinin yükselmesine neden olur. Çünkü belediyeler tarafından her yıl belirlenen vergi oranı, taşınmazın rayiç bedeliyle çarpılarak nihai vergi tutarı ortaya çıkar. Bu doğrultuda, rayiç bedelde meydana gelen her değişiklik yalnızca ödenecek emlak vergisini değil, aynı zamanda taşınmaz satışlarında hesaplanan tapu harcını da doğrudan etkiler.
Bu değerler, her dört yılda bir Takdir Komisyonları tarafından tespit edilmekte ve kamuoyuna ilan edilmektedir. Örneğin, 2022–2025 döneminde uygulanacak değerler, Takdir Komisyonları tarafından belirlenmiş olup 30 Haziran 2021 tarihinde ilgili belediyeler ve mahalle muhtarlıklarında ilan edilmiştir. Türkiye genelinde her il için; mahalle, cadde ve sokak bazında ayrı ayrı metrekare birim değerleri belirlenmişti.
3. İtirazın Önemi
Belirlenen vergi değeri yalnızca ilgili yılın emlak vergisini değil, aynı zamanda tapu işlemlerinde ödenecek harçları, kat irtifakı veya kat mülkiyeti işlemlerini, miras ve intikal vergisi matrahını da doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, hukuka aykırı veya fahiş şekilde belirlenen vergi değerlerine karşı süresi içinde başvuru yapılması mükellefin ileride doğacak ek mali yüklerden korunması açısından önem taşımaktadır.
4.İtiraz Süresi ve Dava Açma Hakkı
Emlak vergisi mükellefleri için takdir komisyonu kararlarına itiraz süresi büyük önem taşımaktadır. 2025 yılına ait takdir komisyonu kararları, 30 Haziran 2025 tarihinde duyurulmuş olup itiraz hakkı bu tarihten itibaren başlamaktadır. Mevzuata göre bu itiraz süresi 30 gündür. Yani mükellefler en geç 30 Temmuz 2025’e kadar dava açabilirler. Ancak, uygulanan adli tatil süresi göz önüne alındığında itiraz süresi otomatik olarak uzamaktadır. Bu nedenle, 30 günlük itiraz süresi adli tatilin sona erdiği 8 Eylül 2025 Pazartesi günü mesai saati bitimine kadar geçerlidir. Bu süre içerisinde açılacak davalar, mükelleflerin yüksek emlak vergisi veya aşırı rayiç bedel artışları karşısında haklarını korumasını sağlamaktadır.
Emlak vergisi artışlarının mükellefler üzerinde önemli mali etkiler doğurduğu açıktır. Ancak, ilgili mevzuat mükelleflere hem idari hem de yargısal yollarla itiraz etme hakkı tanımaktadır. Bu sebeple, taşınmaz sahiplerinin kendilerine bildirilen emlak vergi değerlerini dikkatle incelemeleri, hukuka aykırı durumlarda süresinde başvuru yapmaları gerekmektedir.
Av. Ceren TÜRKİŞ
1. Emlak Vergisinin Dayanağı
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu uyarınca emlak vergisinin matrahı, taşınmazın emlak vergi değeri üzerinden belirlenmektedir. Vergi değerleri, ilgili yılın başında belediyeler tarafından Takdir Komisyonlarınca belirlenir ve mükelleflere duyurulur.
2.Emlak Vergisi Değerleri Neye Göre Belirlenir?
Emlak vergisinin hesaplanmasında dikkate alınan en önemli unsur, taşınmazın bağlı bulunduğu bölgede belirlenen arsa ve arazi metrekare birim değerleridir. Arsa ve arazi birim değerleri belirlenirken, taşınmazın bulunduğu konum ve çevresel özellikleri esas alınır.
Konutun rayiç bedelinde yaşanan kayda değer artışlar, doğrudan emlak vergisinin yükselmesine neden olur. Çünkü belediyeler tarafından her yıl belirlenen vergi oranı, taşınmazın rayiç bedeliyle çarpılarak nihai vergi tutarı ortaya çıkar. Bu doğrultuda, rayiç bedelde meydana gelen her değişiklik yalnızca ödenecek emlak vergisini değil, aynı zamanda taşınmaz satışlarında hesaplanan tapu harcını da doğrudan etkiler.
Bu değerler, her dört yılda bir Takdir Komisyonları tarafından tespit edilmekte ve kamuoyuna ilan edilmektedir. Örneğin, 2022–2025 döneminde uygulanacak değerler, Takdir Komisyonları tarafından belirlenmiş olup 30 Haziran 2021 tarihinde ilgili belediyeler ve mahalle muhtarlıklarında ilan edilmiştir. Türkiye genelinde her il için; mahalle, cadde ve sokak bazında ayrı ayrı metrekare birim değerleri belirlenmişti.
3. İtirazın Önemi
Belirlenen vergi değeri yalnızca ilgili yılın emlak vergisini değil, aynı zamanda tapu işlemlerinde ödenecek harçları, kat irtifakı veya kat mülkiyeti işlemlerini, miras ve intikal vergisi matrahını da doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, hukuka aykırı veya fahiş şekilde belirlenen vergi değerlerine karşı süresi içinde başvuru yapılması mükellefin ileride doğacak ek mali yüklerden korunması açısından önem taşımaktadır.
4.İtiraz Süresi ve Dava Açma Hakkı
Emlak vergisi mükellefleri için takdir komisyonu kararlarına itiraz süresi büyük önem taşımaktadır. 2025 yılına ait takdir komisyonu kararları, 30 Haziran 2025 tarihinde duyurulmuş olup itiraz hakkı bu tarihten itibaren başlamaktadır. Mevzuata göre bu itiraz süresi 30 gündür. Yani mükellefler en geç 30 Temmuz 2025’e kadar dava açabilirler. Ancak, uygulanan adli tatil süresi göz önüne alındığında itiraz süresi otomatik olarak uzamaktadır. Bu nedenle, 30 günlük itiraz süresi adli tatilin sona erdiği 8 Eylül 2025 Pazartesi günü mesai saati bitimine kadar geçerlidir. Bu süre içerisinde açılacak davalar, mükelleflerin yüksek emlak vergisi veya aşırı rayiç bedel artışları karşısında haklarını korumasını sağlamaktadır.
Emlak vergisi artışlarının mükellefler üzerinde önemli mali etkiler doğurduğu açıktır. Ancak, ilgili mevzuat mükelleflere hem idari hem de yargısal yollarla itiraz etme hakkı tanımaktadır. Bu sebeple, taşınmaz sahiplerinin kendilerine bildirilen emlak vergi değerlerini dikkatle incelemeleri, hukuka aykırı durumlarda süresinde başvuru yapmaları gerekmektedir.
Av. Ceren TÜRKİŞ