A
Admin
Yönetici
Yönetici
Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU - EGE TELGRAF/ Muğla’nın Seydikemer ilçesine bağlı Karadere Mahallesi, gözlerden uzak doğası, incecik kumlarla kaplı plajı ve caretta caretta kaplumbağalarına ev sahipliği yapan sahiliyle adeta keşfedilmeyi bekleyen bir Akdeniz mucizesi. Eşen Çayı’nın Akdeniz’e kavuştuğu noktada yer alan bu huzur dolu sahil, sadece doğayla baş başa kalmak isteyenlerin değil, aynı zamanda çocuklu ailelerin, doğaseverlerin ve sakin bir tatil arayanların da gözdesi olmaya aday. Henüz geniş kitleler tarafından keşfedilmemiş olması, Karadere’yi tam anlamıyla bir “saklı cennet” haline getiriyor. İNCECİK KUM VE MASMAVİ BİR DENİZ Halk arasında Özlen Plajı olarak bilinen Karadere sahili, Akdeniz’in en temiz ve en doğal plajlarından biri olarak öne çıkıyor. Kumluova Mahallesi’nden 4 kilometrelik stabilize bir yolla ulaşılan plaj, ince yapılı doğal kumları ve sığ, berrak deniziyle özellikle çocuklu aileler için ideal bir yüzme alanı sunuyor. Kalabalıktan uzak, tesisleşmeden uzak bu sahil şeridi, bakir yapısıyla doğallığını korumayı başarmış nadir yerlerden biri. Şehir karmaşasından uzakta, ayaklarınızın altındaki sıcak kumun ve kulağınıza çarpan dalga seslerinin eşliğinde ruhunuzu dinlendirmek istiyorsanız, burası tam size göre. CARETTA CARETTA KAPLUMBAĞALAR DA BURADA Karadere Plajı sadece insanlara değil, doğanın en hassas canlılarından biri olan caretta caretta deniz kaplumbağalarına da ev sahipliği yapıyor. Bu zarif canlılar, her yıl Mayıs ve Eylül ayları arasında Özlen Plajı’na gelerek yumurtalarını bırakıyor. Bu dönemde plaj araç girişine kapatılarak hem kaplumbağaların hem de yumurtalarının güvenliği sağlanıyor. Bu doğal döngüyü saygıyla izlemek ve bir tatil sırasında doğaya tanıklık etmek isteyenler için Karadere bambaşka bir deneyim sunuyor. Burada zaman geçirmek, sadece dinlenmek değil, aynı zamanda doğaya duyulan sorumluluğun bir parçası olmak demek. LİKYA YOLU'NUN KALBİNDE… Karadere, Türkiye’nin en ünlü yürüyüş rotalarından biri olan Likya Yolu üzerinde bulunuyor. Bu yönüyle sadece bir deniz tatili rotası değil, aynı zamanda tarih ve doğa severlerin de uğrak noktası. Bölgede yürüyüş yaparken, bir yanda Akdeniz’in tuzlu rüzgarını hissederken diğer yanda antik çağların izlerini taşıyan patikalarda yürüyorsunuz. Plajın kuzey ucunda yer alan Eşen Çayı, iç kesimlerden süzülerek sahilde denizle buluşuyor ve buraya eşsiz bir doğal zenginlik katıyor. Bu birleşim, bölgeye hem görsel hem de ekolojik açıdan büyük bir değer kazandırıyor. KÖY HAYATIYLA İÇ İÇE BİR TATİL Karadere sadece plajıyla değil, köy hayatıyla da büyülüyor. Muğla’nın en geniş yüzölçümüne sahip mahallelerinden biri olan Karadere’de yaşam, tarım ve hayvancılıkla iç içe devam ediyor. Özellikle seracılık, bölge halkının temel geçim kaynağı. Domates başta olmak üzere birçok ürün hem yerinde alıcı buluyor hem de çevredeki büyük hallere gönderilerek ekonomiye katkı sağlıyor. 2012 yılında düzenlenen Karadere Domates Festivali, bu üretim kültürünün ne kadar köklü olduğunu gözler önüne seriyor. Mahallede hala geleneksel sülaleler yaşamlarını sürdürüyor; Otgözler, Çobanlar ve Koçarlar gibi aile isimleri, bölgenin hafızasında önemli bir yer tutuyor. MUĞLA’NIN GİZLİ KALMIŞ TURİZMİ Seydikemer’in güneybatısında yer alan Karadere, kuzeyde Gölbent ve Çukurincir, güneyde Kumluova, batıda Akdeniz, doğuda ise Patara Plajı ile komşu. Antalya sınırında Patara olarak devam eden bu sahil şeridi, aslında bölgenin devasa bir doğal turizm koridoru olduğunu kanıtlıyor. Seydikemer ilçe merkezine 42 km, Muğla şehir merkezine ise 188 km mesafede yer alması, burayı ulaşılabilir kılarken kalabalıktan da koruyor. Ortalama 15 metre rakımıyla denize sıfır bu yerleşim, orman ve tarım alanlarının arasında yer alarak doğayla bütünleşmiş bir yaşam sunuyor. KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN BİR HUZUR KÖŞESİ Özlen Plajı’nın Karadere sınırlarında kalan yaklaşık 5 kilometrelik kısmı, doğanın sunduğu eşsiz güzelliklerden biri. Henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş olması, onu ayrıcalıklı kılıyor. Bu plajda geçirilen zaman, sadece bir tatil değil, hayatın ritmini yavaşlatmak, doğayla yeniden bağ kurmak ve içinize işleyecek bir huzurla baş başa kalmak anlamına geliyor. Karadere, kalabalıklardan uzak, ama doğanın tam ortasında bir tatil hayali kuran herkesin mutlaka keşfetmesi gereken bir cennet.