Denizi Maldivler gibi, doğası Karadeniz kadar serin: Ege’de sakin bir tatilin açık adresi

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
İrem Buse KIRKKAYALI - EGE TELGRAF/ Muğla’nın gözde ilçesi Datça, eşsiz koylarıyla Ege kıyılarının en huzurlu tatil rotalarını sunuyor. Ancak içlerinden biri var ki, ona bir kez gelen bir daha unutamıyor: Hayıtbükü Koyu. Doğanın içinden çıkan bir tablo gibi duran bu koy, berrak denizi, sakin atmosferi ve el değmemiş yapısıyla ziyaretçilerine yalnızca bir tatil değil, bir yeniden doğuş hissi vadediyor. Ege’nin serin esintisiyle saçlarınızı savururken, denizin tuzunu değil huzurunu yüzünüzde hissedeceğiniz bu yerde zaman yavaşlıyor, hayat sadeleşiyor. HAYITBÜKÜ NEREDE, NASIL GİDİLİR? Datça’nın Mesudiye Mahallesi’nde, ilçe merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Hayıtbükü Koyu, ulaşımı kolay ama keşfi değerli bir saklı hazine gibi. Karayoluyla Datça’ya Marmaris üzerinden rahatlıkla ulaşabilir, ardından minibüslerle koya varabilirsiniz. Bodrum’dan feribotla Datça’ya geçip, kısa bir kara yolculuğu ile de bu cennete ulaşmak mümkün. Havalimanı tercih edecekler için ise Dalaman ve Milas-Bodrum en yakın seçenekler arasında. Bu ulaşılabilirliğe rağmen, Hayıtbükü kendini büyük kalabalıklardan saklamayı başarıyor ve doğayla baş başa kalmak isteyenleri kucaklıyor. DOĞANIN KUCAĞINDA SESSİZ BİR LİMAN Hayıtbükü’ne ilk adım attığınız anda sizi karşılayan şey sadece masmavi bir deniz değil; aynı zamanda yeşilin binbir tonu, dut ağaçlarının gölgesi ve toprağın kokusuyla harmanlanmış saf bir doğa hissi. Bu koyda sesler daha yumuşak, zaman daha ağır, rüzgar bile başka eser. Taşlık sahil yapısı, denizin berraklığını gözler önüne sererken, su altındaki yaşamın zenginliğiyle büyülenmemek elde değil. Küçük balıklar kayaların arasında kıpır kıpır dolaşırken, denize adım attığınız an bile doğanın bir parçası gibi hissediyorsunuz. Koyun dar yapısı, her adımda sizi daha da içine çekerken, burada geçirilen her saat sanki bir ömre bedel oluyor. PLAJI ÜCRETSİZ, HUZURU SINIRSIZ Hayıtbükü Plajı halka açık ve ücretsiz bir plaj. Sahil boyunca sıralanmış samimi işletmeler, uygun fiyatlarla şezlong ve şemsiye hizmeti sunuyor. Duş, tuvalet, soyunma kabini gibi temel olanaklar da mevcut. Ancak bu koyun asıl sunduğu şey konfor değil; doğayla bütünleşmiş sade bir yaşam deneyimi. Kamp yapmak isteyenler için çeşitli alanlar bulunuyor ve gece yıldızların altında uyumak burada bir lüks değil, doğal bir rutin. Deniz ise sığ ve oldukça temiz; yüzme bilmeyenler ve çocuklu aileler için oldukça güvenli. Koyun taşlık yapısı nedeniyle deniz ayakkabısı öneriliyor, ancak bu küçük detay bile buranın doğal yapısının bir parçası haline geliyor. EGE’NİN TABAĞINDAKİ LEZZETLER Yalnızca manzarasıyla değil, damak tadıyla da büyüleyen Hayıtbükü, Datça’nın meşhur bademli lezzetlerini sunan butik restoranlarıyla öne çıkıyor. Keçi sütünden yapılan bademli dondurma, zeytinyağlı kalamarlar, taze fasulyeler ve denizden yeni çıkmış levreklerle hazırlanan tabaklar burada sadece karın doyurmaz, anılar bırakır. Kıyı boyunca uzanan restoranlar deniz manzarası eşliğinde, doğayla iç içe bir akşam yemeği sunar. Sabahları köylülerden alınan taptaze incirler, keçiboynuzları ve bademler ise günün ilk ışıklarını daha da anlamlı kılar. HERKES İÇİN BİR CENNET Hayıtbükü sadece yüzmek için değil, yaşamak için bir yer. Dalış tutkunları için eşsiz bir su altı dünyası sunarken, doğa yürüyüşü yapmak isteyenler için de çevresinde birçok alternatif rota mevcut. Sabah yürüyüşlerinde kuş sesleri eşliğinde ağaçların arasında kaybolmak, öğleden sonra kıyıya vuran balıkları izleyerek güneşin keyfini çıkarmak burada olağan bir günün parçası. Fotoğrafçıların sıkça uğradığı bu koy, gün doğumu ve batımı saatlerinde ışığın altınla dans ettiği karelerle dolup taşar. Burası sadece tatil yapılan bir yer değil, ruhun yeniden şekillendiği bir doğa terapisi merkezidir adeta. KEŞFEDİLECEK GİZLİ GÜZELLİKLER Hayıtbükü’ne gelmişken yakın çevresini keşfetmeden dönmek büyük bir kayıp olur. Hemen yakında bulunan Ovabükü, Kurubük, Akçabük ve Palamutbükü, aynı doğallığı farklı renklerde sunan rotalar. Tekne turlarına katılarak bu koyları görebilir, karadan da araçla kısa süre içinde ulaşabilirsiniz. Yürüyerek ulaşılabilen Kızılbük de yolda yürürken dahi sizi etkileyen manzaralar sunar. Tarih meraklıları için ise Dilek Mağarası ve Knidos Antik Kenti, geçmişle bugünü bir arada yaşatan mistik duraklardır. Can Yücel’in izlerini taşıyan Eski Datça sokakları ise bu tatili sadece bedene değil, ruha da dokunan bir deneyim haline getirir. KONAKLAMA SEÇENEKLERİ Hayıtbükü’nde büyük oteller yok, olmasın da zaten. Burada kalanlar sade yaşamı seçenler. Arda Ahşap Evleri, Kaya Apart, Ege Kafeterya Pansiyon ve çevredeki diğer pansiyonlar, doğaya saygılı, yerel dokuyu koruyan işletmelerden oluşuyor. Sabahın sessizliğinde kuş sesleriyle uyanmak, çam ağaçlarının gölgesinde bir fincan kahve içmek burada her günün olağan parçası. Daha otantik bir deneyim arayanlar içinse Eski Datça’daki taş evli butik oteller, tarihin içinde bir tatil sunuyor. BURADA HER ANIN BİR HİKAYESİ VAR Datça’nın bu eşsiz köşesi sadece bir tatil yeri değil; bir kaçış, bir huzur arayışı, bazen de bir yeniden başlama noktası. Hayıtbükü Koyu’nda geçirilen zaman, telefon bildirimlerinin yerini dalga seslerine, trafik gürültüsünün yerini rüzgarın yapraklarla konuşmasına bırakır. Buraya gelenlerin çoğu ilk tatilini yapmaz ama çoğu burada gerçek bir tatili ilk kez yaşadığını söyler. Kalabalıklardan uzak, doğayla bütünleşmiş, sakinliğin sesini duyabileceğiniz bu koyda, sadece bedeniniz değil, ruhunuz da dinlenir.
 
Geri
Üst