CMK 100. MADDE BAĞLAMINDA TUTUKLAMANIN ŞARTLARI

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100/1. maddesine göre kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin varlığı halinde tutuklama kararı verilebilir. Ancak uygulamada tutuklama kararı bir nevi “ceza” yerine kullanılmakta olup bu husus kişi hak ve özgürlüklerini ihlal eder niteliktedir. Soruşturma aşamasında tutuklama tedbirine başvurulmasının en önemli nedeni, şüphelinin kaçmasını ve yargılama sonunda verilecek olan kararın imkansız hale gelmesini önlemektir. Diğer taraftan var olan delillerin karartılmasını önlemek ve tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılmasını da engellemek tutuklama tedbirinin nedenleri arasındadır. Bu bağlamda tutuklama bir ceza değil, somut olayda maddi gerçeğe ulaşma yolunda başvurulan bir koruma tedbiridir. Tutuklamaya sevk edilen şüphelinin yanında mutlaka avukat bulunmak zorundadır. İfadesi alınan şüphelinin hangi suçla ve suça konu fiiller ile suçlandığını ve buna ilişkin delilleri kendisine bildirmek zorunludur. Aynı şekilde şüpheliyi temsil eden avukatın bu bilgileri elde etmeden şüpheliye ifade verdirmemesi gerekir. Yine tutukluluğa sevk edilen şüphelinin Cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan sevk yazısının da mutlaka müdafii tarafından okunması gerekir. [1] Tutuklamanın Şartları 1. Kuvvetli suç şüphesi Ceza Muhakemesi Kanunu’nun m.100/1-1. cümlesi tutuklama tedbirinin uygulanabilmesi için kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunmasını işaret etmiştir. Tutuklama kararında kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delil veya delillerin neler olduğu gerekçeli bir şekilde açıklanmalıdır. Yalnızca somut delilin bulunduğu şeklinde verilen tutuklama kararı hukuka aykırılık teşkil edecektir. 2. Tutuklama nedenlerinin varlığı Yukarıda tutuklama nedenlerinden bahsedilmiş olup bu nedenler Ceza Muhakemesi Kanunu’nun m.100/2-3’de açıklanmıştır. Bunlar; şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların bulunması, şüpheli veya sanığın davranışlarının delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme ya da tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı girişiminde bulunma hususlarında kuvvetli şüphe oluşturması ve şüpheli veya sanığın katalog suçlardan birisini işlediği yönünde somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunmasıdır. 3. Tutuklamanın ölçülü ve zorunlu olması “İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.” (CMK m. 100/1) Söz konusu düzenleme ile ifade edilmek istenen aşırılık yasağıdır. Basit bir suçtan dolayı tutuklama kararı verilmemeli, tutuklulukta geçen süre, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbirlerinden fazla olmamalıdır. Tutuklama süresinin hükmedilecek ceza kadar sürdürülmesi masumiyet karinesine de aykırı olacaktır.[2] Katalog suçlar Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100/3. maddesinde katalog suçlar yer almaktadır. Bu suçlar; uyuşturucu ticareti, kasten öldürme, yağma, cinsel saldırı, terör suçları gibi suçlardır. Öyle ki uygulamada, suç katalog suçlardan biriyse ve suçun işlendiğine yönelik somut delil bulunmakta ise doğrudan tutuklama kararı verildiği görülmektedir. Fakat kanun maddesi suç katalog suçlardan biri olsa bile doğrudan tutuklama tedbiri verilmesini emretmemektedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi’nin 2021/2021/40469 başvuru numaralı 11/06/2024 tarihli kararında özetle; “Katalog suçlarda dahi tutuklama tedbirine ilişkin kararda başvurucunun kaçma ve delilleri karartma şüphesinin bulunduğuna dair ilgili ve yeterli gerekçe ortaya konulmalıdır. Suçun SIRF katalog suç olması tutuklama için yeterli değildir” demektedir. Söz konusu karardan anlaşılacağı üzere CMK md. 100/3’de sayılan katalog suçlardan biri isnat edilen şüpheli veya sanık hakkında, sırf katalog suç olduğu için otomatik olarak tutuklama tedbiri uygulanmamalı ve bu durum tutuklama için kanuni karine kabul edilmemelidir. Av. Hüseyin Murat GÖÇER ---------- [1] Ceza Avukatının Başvuru Kitabı – Prof. Dr. Ersan Şen [2] Ceza Muhakemesi Hukuku – Prof. Dr. Veli Özer Özbek
 
Geri
Üst