A
Admin
Yönetici
Yönetici
CGTN Türk Dış Haberler Servisi İsrail’in 13 Haziran’da uluslararası hukuku ihlal ederek İran’a saldırması sonrası başlayan gerilim devam ediyor. İsrail, başkent Tahran başta olmak üzere ülkenin birçok bölgesinde sivil altyapılar da dahil saldırılara devam ederken, İran ise Tel Aviv ve Hayfa’yı balistik ve süpersonik füzeler ile vurmayı sürdürüyor. Bölgede artan gerilimin komşu ülkeleri de kapsayan tam kapsamlı bir savaşa dönüşme ihtimali uluslararası toplumu korkutmaya devam ederken çözüm çabaları da hız kazandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerle diplomasi mesaisine devam ederken öne çıkan bir başka ülke de Çin oldu. “Bir başka kırmızı çizgi aşıldı” Çin Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, krizin bölgeyi istikrarsızlığa sürüklediğini belirterek tüm taraflara itidal çağrısında bulundu. Pekin yönetimi, çatışmaların sona erdirilmesi ve siyasi çözüm yollarının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Çin’in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Fu Cong, Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını uluslararası hukukun ihlali olarak tanımladı. Çin’in Birleşmiş Millet Daimi Temsilcisi Fu açıklamasında, “Bir ülkenin egemenliğine yönelik bu tür askeri eylemler yalnızca bölgesel tansiyonu değil, küresel güvenliği de tehdit etmektedir” ifadelerine yer verdi. Fu ayrıca ABD ve İran arasında nükleer müzakereler devam ederken İsrail’in gerçekleştirdiği saldırının bir başka kırmızı çizginin aşılması anlamına geldiğini belirtti. İran ve İsrail ile telefon trafiği Çin’in diplomatik girişimleri yalnızca Birleşmiş Milletler düzeyinde sınırlı kalmadı. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, hem İran Dışişleri Bakan Vekili Abbas Araghchi hem de İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar ile ayrı ayrı telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. İranlı muhatabıyla yaptığı görüşmede, Çin’in Tahran’ın egemenlik ve güvenlik endişelerini anladığını belirten Wang, İsrail’in askeri operasyonlarını “saldırgan ve istikrar bozucu” olarak nitelendirdi. Wang Yi ayrıca, Çin’in her zaman barışçıl çözümden yana olduğunu ve mevcut krizin diplomatik yollarla çözülebileceğini vurguladı. İsrailli mevkidaşıyla yaptığı görüşmede ise Çin Dışişleri Bakanı, sivillerin hedef alınmasının uluslararası hukukla bağdaşmadığını ve askeri gerilimin daha büyük insani felaketlere yol açabileceğini ifade etti. Çin’in bu süreçte hem İsrail hem İran’la temas kurarak diyalog kanallarını açık tutması, tarafsız ve yapıcı bir arabulucu pozisyonuna işaret ediyor. Çin, uzun süredir Ortadoğu’daki sorunlara dış müdahaleye dayanmayan, yerel aktörlerin öncülüğünde gelişecek siyasi çözümler öneriyor. Pekin yönetimi, özellikle 2023 yılında Suudi Arabistan ile İran arasında yürütülen barış görüşmelerine ev sahipliği yaparak bölgede dengeleri değiştiren bir diplomasi izlemişti. Şimdi aynı ilkeler doğrultusunda İsrail ve İran arasında yükselen gerilimi yatıştırma sorumluluğunu üstleniyor.