A
Admin
Yönetici
Yönetici
AK Parti Buca İlçe Teşkilatı’nda yaşanan yönetim boşluğu ve siyasi çöküş, telafi edilemez boyutlara ulaştı. Haftalardır toplantı dahi yapamayan, mahalle teşkilatlarıyla iletişimini koparan, seçmenle bağını tamamen yitiren Cihangir Sağır yönetimi, kamuoyuna yansıyan ağır eleştiriler ve haberler sonrası acil koduyla ve panikle yönetim kurulunu toplantıya katılmaları için çağrı yaptı. Ancak acil koduyla yapılan bu çağrı bile, yönetim kurulu üyeleri tarafından ciddiye alınmazken ilçe başkanı Cihangir Sağır'ın acil koduyla çağrı yaptığı toplantıya 30 asil yönetim kurulu üyelerinden birçoğu toplantıya katılmadı. Katılanlardan birçoğu ise telefon ile aranarak toplantının son 10 dakikasına yetişebilmiş. [related-posts id="5975" color="bg-warning"][/related-posts] AK Parti Buca’da Taban Ayakta: “4 Hafta Suskunluk, 4 Saatte Panik Toplantı!” AK Parti Buca İlçe Teşkilatı’nda yaşanan derin yönetim krizinin yankıları büyürken, İlçe Başkanı Cihangir Sağır’a yönelik tepkiler parti tabanında adeta patlama noktasına ulaştı. Tam 4 hafta boyunca hiçbir yönetim kurulu toplantısı yapmayarak tüzüğü ve teşkilat teamüllerini hiçe sayan Sağır’ın, medyada çıkan haberlerin ardından sadece 4 saat içinde panikle toplantı çağrısı yapması, partililer tarafından “krizi değil, koltuğu kurtarma çabası” olarak değerlendirildi. BU TOPLANTI, SİYASİ BİR ÇÖKÜŞÜN TUTANAK ALTINA ALINMASIDIR Parti tüzüğüne göre üç hafta boyunca yapılmayan toplantılar, yönetimin düşmesi anlamına gelirken; aradan dört hafta geçtikten sonra kamuoyu baskısıyla yapılan bir çağrı, yalnızca bir gerçeğin belgesi olduğu ifade edildi. Teşkilat kaynaklarından edinilen bilgilere göre; kamuoyuna yansıyan haberlerin ardından İlçe Başkanı Cihangir Sağır tarafından yönetim kurulu üyelerine aniden gelen toplantı çağrısı, birçok partili tarafından samimiyetsiz ve kamuoyu baskısını yatıştırmaya dönük göstermelik bir manevra olarak yorumlandı. Buca gibi stratejik bir ilçede haftalarca süren sessizlik ve dağınıklık, bugüne kadar teşkilatın kaderine terk edildiği algısını pekiştirirken, son dakika toplantısıyla süreci toparlama girişimi, inandırıcılıktan uzak bulundu. TABANDAN YÜKSELEN SES: “SAĞIR İSTİFA!” Teşkilatın çeşitli kademelerinden gelen tepkiler, artık fısıltı değil, açıkça dillendirilen bir talebe dönüşmüş durumda. Özellikle mahalle başkanları, kadın kolları ve gençlik teşkilatı içinde “istifa” çağrıları yayıldığı öğrenildi. Parti kurucularından bazı isimler, yaşanan bu sürecin sadece bir yönetim zafiyeti değil, AK Parti’nin kurumsal itibarı açısından da onarılamaz hasarlara yol açabileceğini ifade ediyor. “Bu yönetim ne sahayı görüyor ne seçmeni dinliyor; teşkilatı motive etmek, diri tutmak yerine kendilerini diri tutup motive ediyorlar” şeklindeki yorumlar, tabandaki sabrın tükendiğini gösteriyor. CİHANGİR SAĞIR, BU GÖREVİ TAŞIMAKTAN ACİZDİR! Alelacele bu toplantı, siyaseten düşmüş bir başkanın görevde kalma çabası değil, AK Parti’ye ihanet eden yönetim anlayışının son çırpınışıdır. PARTİYE DEĞİL, RANTA VE EGOSUNA SADIK BİR YÖNETİM ANLAYIŞI Cihangir Sağır’ın siyaset tarzı; istişareden uzak, teşkilat disiplininden yoksun ve partinin kazanımlarını hiçe sayan bir çizgiye dönüşmüş durumda. Kamuoyunda ve parti tabanında sıkça dile getirilen iddialar arasında, eş-dost atamaları, adam kayırma, dışlayıcı dil, ekonomik rant, iletişimsizlik ve kibir en çok öne çıkan başlıklar. Sağır, AK Parti’ye değil; sadece kendi siyasi ikbali ve kişisel çıkar çevresine sadık bir duruş sergilemektedir. Bu sadakat ise Buca’da partinin oylarını eritmekte, teşkilat moralini yok etmektedir. SİYASİ KOMPLO MU? İL BAŞKANINI SABOTE ETME GİRİŞİMİ Mİ? İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’nın göreve gelmesinden bu yana teşkilatta gözle görülür bir toparlanma ve ivme yaşanırken, Buca’daki bu çöküş akıllara başka soruları da getiriyor CİHANGİR SAĞIR’IN BU BASİRETSİZLİĞİ GERÇEKTEN BİREYSEL Mİ? Yoksa bu tablo, Bilal Saygılı’nın başarısını gölgelemek isteyen bir grubun sistemli sabotajının ürünü mü? Parti kulislerinde yüksek sesle dile getirilen iddiaya göre, Buca İlçe Başkanlığı “bilinçli olarak çalışmaz hale getirilmiş”, il yönetiminin, genel merkezin gözünde başarısız gösterilmek istenmiştir. Bu çöküşün arkasında kim ya da kimler varsa, Cihangir Sağır kadar onlar da bu siyasi felaketin mimarlarıdır. TOPLANTIYLA DEĞİL, İSTİFAYLA SORUMLULUK ALINIR Teşkilat içinden yapılan değerlendirmelere göre, 17 Haziran sabahı TEMİZELLER gazetesinde çıkan haberler sonrası 17 Haziran yani aynı gün akşamı yapılacağı duyurulan toplantı, var olan siyasi krizi ortadan kaldırmaktan çok, kamuoyunun tepkisini geçici olarak bastırma amaçlı bir girişim olarak görülüyor. Asıl sorun, teşkilatın sahayla, seçmenle, hatta kendi iç kadrolarıyla bağının kopmuş olması ve bu durumun da yönetimce uzun süredir görmezden gelinmesidir. Siyasi gözlemciler, “ilçe başkanının acil koduyla tüm yönetim kurulu üyelerini toplantıya çağırmasını bile birçok yönetim kurulu asil üyeleri tarafından ciddiye alınmamış ve toplantıya katılmamışlardır. Bu güdük bir şekilde yapılan toplantı krizi çözmez, yalnızca istifanın ertelenmesine yönelik bir zamana oynama hamlesidir” yorumunu yapıyor. PARTİLİLERİN BEKLENTİSİ NETTİR: “Toplantı değil, hesap verilecek bir istifa süreci gereklidir.” Temizeller Soruyor: Cihangir Sağır neden 4 hafta boyunca teşkilatını toplamadı? Buca’da AK Parti neden görünmez hale geldi? Bu kriz neden tam da il teşkilatının sahada yükselişe geçtiği dönemde patladı? Sağır’ın arkasında siyaseti şekillendiren hangi aktörler var? Bu başarısızlığın bedelini partiye gönül vermiş on binlerce seçmen mi ödeyecek? AK Parti’nin kurumsal disiplini, bu tarz keyfi ve başarısız yönetimlere göz yumulmasını kaldıramaz. Buca’daki mevcut tablo, sadece yerel bir kriz değil; 2028 seçim sürecine giden yolda AK Parti’nin şehirdeki moralini ve ivmesini baltalayan bir tehdittir. Siyasi sorumluluk, toplantıya çağırmak değil; görevi layıkıyla yapamadığını gördüğünde çekilmektir. Bu saatten sonra yapılacak her toplantı, bir itiraf tutanağı olarak teşkilatın hafızasına kazınacaktır.