A
Admin
Yönetici
Yönetici
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, kamu çalışanlarına yönelik yarı zamanlı çalışma düzenlemesinin, kadınları ekonomik güvence, toplumsal yaşam ve mesleki gelişimden uzaklaştıracağını söyledi. Parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında konuşan Nazlıaka, söz konusu yönetmeliğin kadınlar açısından eşitlikçi değil, geriletici etkiler yaratacağını savundu.
“Uygulama kağıt üzerinde eşit ama gerçekler farklı”
Nazlıaka, “Yönetmelikte anne ve baba için eşit hak tanındığı belirtiliyor ancak Türkiye’de çocuk bakımı sorumluluğu hâlâ büyük ölçüde kadınlara yükleniyor. Bu nedenle yarı zamanlı çalışmayı tercih edecek olanlar da yine kadınlar olacak,” dedi.
Bu durumun kadınları zamanla kamusal yaşamdan ve mesleklerinden uzaklaştıracağını belirten Nazlıaka, “Aileyi koruma adı altında kadınların görünürlüğü silikleşiyor” ifadelerini kullandı.
“İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsaydı…”
Nazlıaka, konuşmasında kadına yönelik şiddetle mücadeleye de değindi. Aile yılı ilan edilmesinden bu yana en az 281 kadının öldürüldüğünü, bunlardan 145’inin ölümünün şüpheli olduğunu ifade eden Nazlıaka, “Eğer İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsaydı, 6284 sayılı Yasa uygulanıyor olsaydı, bugün birçok kadın hayatta olacaktı” dedi.
“Koruma kararları kâğıt üzerinde kalıyor”
Kadına yönelik şiddet olaylarında verilen koruma ve uzaklaştırma kararlarının çoğu zaman etkisiz kaldığını ifade eden Nazlıaka, kadınların yaşam haklarının siyasi tercihlere kurban edilmemesi gerektiğini vurguladı.
“Uygulama kağıt üzerinde eşit ama gerçekler farklı”
Nazlıaka, “Yönetmelikte anne ve baba için eşit hak tanındığı belirtiliyor ancak Türkiye’de çocuk bakımı sorumluluğu hâlâ büyük ölçüde kadınlara yükleniyor. Bu nedenle yarı zamanlı çalışmayı tercih edecek olanlar da yine kadınlar olacak,” dedi.
Bu durumun kadınları zamanla kamusal yaşamdan ve mesleklerinden uzaklaştıracağını belirten Nazlıaka, “Aileyi koruma adı altında kadınların görünürlüğü silikleşiyor” ifadelerini kullandı.
“İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsaydı…”
Nazlıaka, konuşmasında kadına yönelik şiddetle mücadeleye de değindi. Aile yılı ilan edilmesinden bu yana en az 281 kadının öldürüldüğünü, bunlardan 145’inin ölümünün şüpheli olduğunu ifade eden Nazlıaka, “Eğer İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsaydı, 6284 sayılı Yasa uygulanıyor olsaydı, bugün birçok kadın hayatta olacaktı” dedi.
“Koruma kararları kâğıt üzerinde kalıyor”
Kadına yönelik şiddet olaylarında verilen koruma ve uzaklaştırma kararlarının çoğu zaman etkisiz kaldığını ifade eden Nazlıaka, kadınların yaşam haklarının siyasi tercihlere kurban edilmemesi gerektiğini vurguladı.