Ceza Yargılamasındaki Hataların Temel Nedeni ve Çözümü

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Bu yazımızda, ceza yargılamasında yapılan hataların temel nedenini ve çözümünü ve yeni satışa çıkan “Ceza Davaları Başvuru Kitabı” isimli eserimizi neden ve ne şekilde kaleme aldığımızı açıklayacağız[1]. Hemen belirtelim ki, yazılarımızın çoğu eleştireldir ve her bilgi alanının eleştirel düşünceyle gelişebileceğine inanıyoruz. Eleştirimiz ise her zaman yapıcıdır. Bu eleştirilerdeki amacımız, doğru olduğuna inandığımız düşünceleri paylaşarak hukukun üstünlüğüne ve doğru uygulanmasına bir nebze olsun katkıda bulunmuş olmaktır. J.S. Mill’in felsefesinde dile getirdiği gibi, eleştirel/karşıt düşünce her zaman faydalıdır. Yeni düşünce eğer doğruysa, eski uygulamanın yanlışlığı ortaya çıkmış olur. Yeni düşünce kısmen doğru kısmen yanlışsa, eski uygulamanın hatalı yönü ortaya çıkmış olur. Yeni düşünce eğer tamamen yanlışsa, önceki düşüncenin doğruluğu denenmiş ve onaylanmış olur. Dolayısıyla her olasılıkta yeni düşünceler faydalıdır ve bu nedenle düşünce özgürlüğü olabildiğince geniş uygulanmalıdır. Bu girişten sonra; hukuk uygulaması teori ve pratik olarak ikiye ayrılabilir. Teori, soyut hukuk normları ve bunların nasıl uygulanması gerektiği; pratik ise bu soyut normların somut olaylara uygulanmasıdır. Nihai amaç, teoriyi doğru bir biçimde uygulamak, pratiğe dökmek ve hayata geçirmektir. Bu düşünce gösterir ki teoriyi bilmeden uygulamak mümkün değildir. Her ne kadar teori ve pratik olarak bir ayrım yapmış isek de bu ayrım sırf anlama kolaylığı olsun diye yapılan yapay bir ayrımdır. Gerçekte, teori ve pratik birbirinden ayrılamaz. Zira pratik, teoriyi hayata geçirmek, onu uygulamak demektir. Buna göre, uygulamamızda sıkça yankılanan “teori başka uygulama başka” cümlesi, mantıksal düşünceden yoksun ve absürttür. Teori ve pratik farklıysa, uygulama hatalıdır. O halde hukuk uygulayıcısı (yargıç/savcı/avukat), öncelikle teoriyi bilmelidir. Hukuk teorisi, genel teori ve özel teori olarak ikiye ayrılır. Genel teorinin temel konuları; hukuk normunun ne olduğu, neden geçerli olduğu ve yorumlanmasıdır. Özel teori ise, ilgili hukuk normlarıdır. Bir tablo halinde göstermek gerekirse; HUKUK Hukukun Genel Teorisi Hukukun Özel Teorisi Hukuk kurallarının ne olduğu, geçerliliği ve yorum vs. Ceza hukuku, ceza yargılaması hukuku vs. Uygulayıcı, teoriyi doğru bir biçimde uygulamak için soyut hukuk normlarının bilgisine sahip olmalıdır. Fakat bunlardan da önce, bu bilgiye sahip olsa dahi, bu bilgiyi nasıl uygulayacağını bilmek zorundadır. Zira, uygulamaya dökülemeyen salt bilgi, faydasız ve anlamsızdır. Teoriyi uygulamak, genel teori bağlamında metodolojinin konusudur. Metodoloji (yöntembilim), soyut hukuk normlarının uygulanmasındaki yöntemleri araştırır. Doğru sonuca ulaşmak için doğru yöntemleri kullanmak gerekir. Bu, mantığın bir gereğidir. Hukukun uygulanmasındaki temel yöntem, normları yorumlamaktır. Bu yönüyle yorum, hukukun uygulanmasında temel konudur. Yorumun nasıl yapılacağını bilmeyen bir uygulayıcının normları doğru uygulaması, ancak şans eseridir. Uygulamamızda yapılan hatalar incelendiğinde görülmektedir ki bunların neredeyse tamamı, genel teoriyi ve nasıl yorum yapılacağını bilmemekten kaynaklanmaktadır. Hukukun ne olduğunu, neden var olduğunu, nasıl uygulanacağını bilmeden doğrudan hukuk normlarını öğretip onların uygulanmasını bekliyoruz. Halbuki gelişmiş ülkelerde, hukukun genel teorisi ve yorum, hukuk öğretiminde en önemli konudur. Bu noktada, Sami Selçuk’un sıklıkla vurguladığı, “Batıdan yasaları aldık, hukuku alamadık” sözünü hatırlatmak gerekir. Ülkemizde hukukun genel teorisi hemen hemen hiç gelişmemiştir. Konu hakkındaki temel eser, Kemal Gözler’in “Hukukun Genel Teorisine Giriş” isimli eseridir. Yine, Gözler’in tüm eserleri, genel teori ışığında yazılmıştır. Ceza hukuku doktrinine döndüğümüzde, hukukun genel teorisini tartışan veya bu genel teorinin ışığında yazılan 1 tane esere dahi rastlayamadık. Ceza ve ceza yargılaması hukuku kitapları incelendiğinde görüleceği üzere; birkaç sayfada 4 temel yorum yönteminden (sözel/amaçsal/tarihsel/sistematik) bahsedilmekte, bunların nasıl kullanılacağına dair hiçbir bilgi ve örnek verilmemektedir. Ülkemizde, Yargıtay’ın en sık atıf yaptığı, çoğu öğrencinin ceza hukukunu onlardan öğrendiği eserlerde dahi, modern ülkelerde her öğrencinin bildiği ve uyguladığı yorum kurallarının bilinmemesi nedeniyle çok basit hatalar yapılmakta, absürt sonuçlara ulaşılmaktadır. Bilgiye erişmek ve uygulamak konusunda bugün modern dünyada hâkim görüş, bilimsel yöntemleri uygulamaktadır. Bilimsel yöntemde, sistemli kurallar söz konusudur. Bilimsel yöntem, tutarlılık sağlar ve hukukun nihai amacı, hukuksal güvenlik ilkesi çerçevesinde tutarlı bir uygulamaya sahip olmaktır ki toplum düzeni sağlanabilsin. Dolayısıyla, hukukun nihai amacına ulaşabilmesi için hukuk uygulamasında bilimsel yöntem izlenmelidir. Bu bilimsel yöntem, modern gelişmiş ülkelerde kabul edilen sistemli kurallar bütünüdür. Bu yönden, hukukun biricik amacını gerçekleştirmek için yorum kurallarını bilimsel bir yöntemle uygulamak gerekir. Konuştuklarımızı madde madde özetlersek biz, şu sonuçlara ulaşmaktayız: - Hukukun nihai amacı, toplum düzenini sağlamaktır ve bu amaca ulaşmak için tutarlı bir uygulamaya sahip olunmalıdır (belirlilik ilkesi). - Tutarlı bir uygulamaya ulaşmak için izlenmesi gereken yöntem, bilimsel yöntemdir. Bilimsel yöntem, modern gelişmiş ülkelerde kabul edilen sistemli kurallar bütünüdür. - Hukuk uygulayıcısı, hukuku doğru uygulamak için öncelikle hukukun genel teorisini bilmelidir. - Bu bağlamda, hukuk uygulayıcısının bilmesi gereken en önemli konu, nasıl yorum yapılacağıdır. - Nasıl yorum yapılacağı, modern gelişmiş ülkelerde, hukuk öğretiminde en çok önem verilen konu olmasına rağmen ülkemizde hiç önem görmemekte olup uygulayıcılar bu sistemli kurallar bütününden yoksundur. - Nasıl yorum yapılacağını bilmeden soyut hukuk normlarını doğru uygulamak mümkün değildir. - Uygulamamızda yapılan hataların temel kaynağı, bu bilgi eksikliğidir. *** Nasıl yorum yapılacağını öğrendikten sonra uygulayıcı, hukukun özel teorisini bilmelidir. Hukukun özel teorisi, çok geniş bir alan olup uzmanlaşma, sağlam bilginin ön koşuludur. İşte biz bu düşüncelerle, kendi ihtisas alanımız olan ceza hukukunda, uygulayıcıya böyle bir eser kaleme alma ihtiyacı hissettik. Eserimizde şu konuları işledik: - Ceza hukuku normlarının uygulanması. - Suçun unsurları ve özel görünüş şekilleri. - Uygulamada sık karşılaşılan suçlar. - İspat ve Deliller. Eserin girişinde, ceza hukukunun genel teorisi için gerekli bilgiler verilmiş ve daha sonra ceza hukukunun nasıl uygulandığı ve genel teori ışığında nasıl uygulanması gerektiği ele alınmıştır. Bu düşüncelerle hazırladığımız eserin, Türk ceza hukuku uygulamasına bir nebze de olsa faydalı olmasını diliyoruz. Yazımızın girişinde söylediğimiz gibi, düşünce özgürlüğü bağlamında eleştiri, her zaman faydalıdır. Bu eserin eleştirilerek yeni eserlerin oluşması dileğiyle! NOT: Bu yazımızda belirttiğimiz hususların soyut olması nedeniyle, somutlaştırma açısından örnek bir uygulamaya bir sonraki yazımızda yer vereceğiz. ------------ [1] İbrahim Burak Şen, Ceza Davaları Başvuru Kitabı, Ankara, Seçkin, 2025.
 
Geri
Üst