Bu hastalık hayati hormonlarınızı etkiliyor!

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Minimal invaziv tekniklerle uygulanan bu cerrahinin, hastaların böbrek üstü bezi fonksiyonlarını koruma açısından ciddi avantajlar sağladığına değindi. Üroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Altuğ Tuncel, böbrek üstü bezi tümörlerinin cerrahi tedavisinde, bezin tamamı alınmadan sadece tümörün çıkarılmasına imkan tanıyan parsiyel adrenalektomi yöntemine ilişkin yazılı bir açıklamada bulundu. Açıklamasında, bu yöntemin dikkat çektiğini aktaran Tuncel, "Minimal invaziv tekniklerle uygulanan bu operasyon, hastaların böbrek üstü bezi fonksiyonlarını koruma açısından önemli avantajlar sağlıyor" şeklinde konuştu. BAZI HASTALIKLARI BERABERİNDE GETİRİYOR Böbrek üstü bezlerinin adrenalin, kortizol, androjen, östrojen, progestojen ve aldosteron gibi hayati hormonların üretiminden sorumlu olduğunu kaydeden Tuncel, "Bu bezlerde gelişen iyi huylu ya da kötü huylu kitleler, hormonların dengesiz salgılanmasına yol açarak yüksek tansiyon, kilo artışı, ciltte değişiklikler ve su-tuz dengesinde bozulma gibi çeşitli klinik bulgulara neden olabilmektedir" ifadelerini kullandı. GENELLİKLE KAPALI CERRAHİ TERCİH EDİLİYOR Prof. Dr. Tuncel, böbrek üstü bezi kitlelerinin tedavisinde genellikle kapalı cerrahi yöntemlerin tercih edildiğini aktardı. Bu tekniklerin kan kaybını azaltması, hastanede kalış süresini kısaltması ve iyileşme sürecine olumlu katkısı nedeniyle ön plana çıktığını vurgulayan Tuncel, "Bazı hastalarda ise böbrek üstü bezinin tamamının alınmasına gerek kalmadan, yalnızca tümörlü dokunun çıkarılması yeterli olabiliyor. Bu durumlarda tercih edilen parsiyel adrenalektomi tekniğiyle, bezin çalışır durumda kalan kısmı korunabiliyor. Böylece hastanın yaşam boyu steroid tedavisine ihtiyaç duyma riski de azalıyor" ifadelerini kullandı. Tuncel, 2021 yılında bir cerrahi uygulamada, parsiyel adrenalektomi esnasında floresan kızılötesi görüntüleme teknolojisini kullandıklarını söyledi. Bu teknoloji sayesinde, tümör ile sağlam böbrek üstü bezi dokusu arasındaki sınırın daha net belirlendiğini dile getiren Tuncel, böylece yalnızca sorunlu bölgeye müdahale edilmesinin mümkün hale geldiğini belirtti. Kaynak: Haber Merkezi
 
Geri
Üst