Boşanma Davalarında Evcil Hayvanın Velayet Sorunu

A

Admin

Yönetici
Yönetici
Geçmişten günümüze, tabiatta yaşayan tüm canlıların sürekli bir etkileşim içerisinde oldukları bilinmektedir. Tarih boyunca hayvanlar, insanlar açısından farklı roller üstlenmiş; kimi zaman dost veya yol arkadaşı, kimi zaman da inanç sistemlerinin bir parçası olmuşlardır. Modern çağda ise evcil hayvan sahiplenme oranlarının hızla arttığı görülmektedir. Evcil hayvanlar, bireylerin yaşamında yalnızca sosyal ve psikolojik değil, aynı zamanda sağlık açısından da önemli roller üstlenmektedir. Depresyonun azaltılması, motivasyonun artırılması ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi gibi işlevleriyle evcil hayvanlar, artık insanların yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir

Bu çerçevede evcil hayvanların çiftler tarafından “aile bireyi” gibi sahiplenilmesi, boşanma hâlinde yeni bir tartışmayı gündeme getirmektedir: Evcil hayvanın velayeti kimde kalacaktır? Boşanan çiftler arasında yaşanan huzursuzluklar yalnızca çocukları değil, evcil hayvanları da doğrudan etkilemekte; hayvanın bakımının kimin üstleneceği konusundaki anlaşmazlıklar, davaların gereksiz şekilde uzamasına neden olabilmektedir.

Türk Medeni Kanunu’nda boşanma hâlinde evcil hayvanların durumuna dair açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Mevzuat kapsamında hayvanlar hâlen “mal” kategorisinde değerlendirildiğinden, mahkemeler genellikle mal rejimi hükümleri çerçevesinde karar vermekte; bu da hayvanların “canlı varlık” ve “aile bireyi” niteliğini göz ardı etmektedir. Uygulamada kimi kararlar, hayvanın kimin adına kayıtlı olduğuna veya kimin malvarlığı kapsamında sayıldığına bakılarak verilmektedir. Bu yaklaşım, hem çağdaş hukuk anlayışıyla bağdaşmamakta hem de tarafların beklentilerini karşılamamaktadır. Zira tarafların evcil hayvanla kurdukları bağ, salt mülkiyet ilişkisiyle açıklanamayacak kadar güçlüdür

Oysa İspanya’da 2022 yılında yapılan kanun değişikliği ile hayvanlar duyguları olan canlılar olarak tanımlanmış ve boşanma halinde mahkemelere hayvanın refahını gözeterek karar verme yetkisi verilmiştir. Keza Amerika Birleşik Devletleri’nde kimi eyaletlerde boşanma hâlinde mahkemelere hayvanın “iyiliğini” gözeterek karar verme yetkisi tanınmıştır. Böylece, çocuk velayetinde kullanılan mantığın bir benzerinin evcil hayvanlar için de uygulanabileceği kabul edilmiştir.

Boşanma davalarında evcil hayvan velayeti çoğu kez taraflar arasında gerilimi artırmaktadır. Taraflardan biri sırf karşı tarafı yıpratmak amacıyla hayvanı talep edebilmekte; hatta bazı durumlarda evcil hayvan, tazminat ve nafaka pazarlıklarının bir aracı haline gelmektedir. Bu durum, davaların hem süresini uzatmakta hem de aile içi çatışmaları derinleştirmektedir.

Hâkimler açısından da ciddi bir belirsizlik söz konusudur. Zira özel düzenleme bulunmadığından, karar vermede yasal boşluk doğmakta; çoğu kez hayvanın refahı yerine mal rejimi hükümleri esas alınmaktadır. Bunun sonucunda hayvanın yaşam koşulları göz ardı edilen, adalet duygusunu zedeleyen kararlar ortaya çıkabilmektedir.

Taraflar, evcil hayvanın bakımını kimin üstlendiğini ispat için farklı delillere başvurmaktadır:

- Veteriner kayıtları: Hayvanın kimin adına kayıtlı olduğu, kim tarafından düzenli veterinere götürüldüğü, masrafların kimin tarafından ödendiği.

- Fatura ve fişler: Mama, ilaç, aksesuar gibi harcamalara ilişkin belgeler.

- Tanık beyanları: Komşular, arkadaşlar veya aile fertleri, hayvanla günlük ilgileneni belirtebilmektedir.

- Fotoğraf ve video kayıtları: Tarafların hayvanla ilişkisini ve bakım yükümlülüğünü ortaya koyan görseller.

Her ne kadar mevzuatta açık bir düzenleme bulunmasa da uygulamada bazı hâkimlerin bu delilleri değerlendirirken hayvanın refahını gözettiği görülmektedir

Boşanma davalarında evcil hayvanların salt bir “eşya” gibi değerlendirilmesi, günümüz hukukunun gerisinde kalmış bir yaklaşımdır. Evcil hayvanların yalnızca mal rejimi hükümlerine göre paylaşılması, hem tarafların duygusal beklentilerini hem de hayvanların yaşam koşullarını göz ardı etmektedir.

Mevzuatta yapılacak açık bir düzenleme ile, boşanma davalarında evcil hayvanların hayvan refahı, fiilî bakım ilişkisi ve duygusal bağ dikkate alınarak korunması sağlanmalı; bu düzenleme hem tarafların adalet duygusunu tatmin edecek hem de evcil hayvanların bir “aile bireyi” olarak hukuki güvence altına alınmasına katkı sağlayacaktır. Evcil hayvanların boşanma davalarında yalnızca mal rejimi kapsamında değil, canlı varlık olmaları dikkate alınarak korunmaları gerekir. Uygulamada hâkimlerin karar verirken hayvanın kimin yanında daha iyi koşullarda yaşayacağını, kimin bakımını daha istikrarlı üstleneceğini değerlendirmesi gerekir. Bu nedenle mevzuatta yapılacak düzenleme, hem tarafların uyuşmazlığını daha adil çözecek hem de hayvan refahını güvence altına alacaktır.

Av. Furkan ÖZBEK
 
Geri
Üst