A
Admin
Yönetici
Yönetici
Dünya fani, oyun ve eğlenceden ibarettir, dünyada ebedi kalmak yoktur. Bundan dolayı ona fazla iltifat etmeye de değmez. Dünyevileşme adına ziyade sıkıntılara girmeye gerek yoktur. Bu sebeple dünya için zillet çekmeye değmez. Kalıcı heveslerle bir nevi dünyaya tapınmanın gereği yoktur, sonunda ölüm var. Dünya geçici hevesleri tatmin etmek için, enaniyeti tatmin etmek için, ihtiraslarını doyurmak için değil, sırf Allah’a kulluk etmek için vardır. Onun için ziyade yorgunlukları çekmenin ve dünyaya kapılmanın anlamı yoktur. Nitekim dünyaya çok önem vererek yorulmak, aklın alacağı iş değildir. Derler ki: Mecnûn gibi âşık ol, gönlün Leyla zülfünde Âşıkın aklı kalmasın, akıl hikâyelerinde İnsanoğlu dünyanın ikramlarına heveskâr olur, dünyaya sevdalanır. Onun için daima üzüntülü değil, bazen de düşünceli olmalı, geçici dünya için ziyade emek vermekten de uzak durmalıdır. Çünkü dünya meşakkatine giriftar olmak, insanı zorlar. Bunu anlamayanlara anlatmak çok zordur. Zira insan ölmeyeceği zannı ile yorulmayı tercih eder. Ancak ölüm vuku bulunca vahlanmak işe yaramaz. Onun için insan dünyada misafir olduğunu unutmamalı, ona göre hareket etmelidir. Üstelik dünya fani, önce gelenler hani nerde? Unutmamak gerekir ki: · Dünyada zulmün afeti, zulmün yayılmasıdır. · Dünyada adaletin afeti, intikam alma şekline girmesidir. · Hürriyetin afeti, hudutları aşmaktır. · Dünyada sözün afeti, cehalettir, bilmeden konuşmaktır. Bunlara riayet etmeden yaşamak, gafletin yayılmasına sebebiyet verir. O zaman da göz var, görmez, kulak var, işitmez olur. Dünyanın nimetleri için, helal-haram demeden, insan çırpınıp durur, yorulur, sonunda kefenlenip, toprağa konulur. Eşi, ahbabı, evlâd ü ıyal geri döner, kişi yalnız başına, dünyada yaptıklarıyla baş başa kalır. Onun için Ferîdüddîn Genc-i Şeker der ki; Hiçbir gece yoktur ki, kalbim kan ağlamasın Hiçbir gündüz yoktur ki, yüzden namus akmasın Ömrümde hiçbir tatlı şerbet içmedim ki, o Gözlerimden yaş diye akıp damlamasın Tabii ki bunları kavramak, zamanla mümkün olur, emek sarf etmekle olur, olgunluğa ulaşmakla olur. Zira: Fark eylemeyen cevheri sarraf değildir Adet budur, en sonra gelir bezme ekâbir Gönüldendir şikâyet, kimseden feryadımız yoktur Nitekim Akıl başta, iman kalpte, amelse bedendedir Ve saadet, hepsi ile hareket edendedir Yani görmeden karar vermemeli, araştırmadan hükme varılmamalı ve her meselede adil davranılmalı ki, dünyadan zevk alınabilsin. Unutmamak gerekir ki, her hal gelip geçicidir. Onun için “Bu da geçer ya Hu” denir. Ama bazen de deler geçer. Onun için Mir’âtî der ki: Neye gam çekersin, hey koca sersem Dertsiz baş mı olur, âdemiz madem Dünya elem çekme alanı değil, güzel yaşama, faydalı olma alanıdır. Bu alan temiz tutulmazsa, bu alan içinde yaşayanlar çalıyorsa, haram yiyorsa, alan kirlenmiş olur. Alanı kirletenlere saygı gösteriliyorsa, ahlaksızlık yapanlar alkışlanıyorsa, siyasi tiranlara hürmet ediliyorsa, ülkenin selametini bozanlara siyasi ikramlarda bulunuluyorsa, böyle bir dünyada kalmak, inanan insanlar için züldür. Onun için denir ki: Derdime vâkıf değil, cânân beni handân bilir, Hakkı vardır, şâd olanlar, herkesi şâdân bilir. Sonuç olarak Karacaoğlan’ın dediği gibi: Üç derdim var, birbirinden seçilmez Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm. Öyle ise neden dünyada zulüm? Sultan Veled’in dediği gibi de: Takrir edemem derd-i derûnum elemim var Allah’ı seversen beni söyletme, gâmım var Vesselam… Rahman ve Rahim, Kadir ve Muktedir, Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz. "Ya Rabbi bu haftayı bize hayırlı ve bereketli kıl. Hayırlara yakın, şerlere uzak eyle.” Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). 19.05.2025