A
Admin
Yönetici
Yönetici
Sosyal medyada giderek artan şekilde karşımıza çıkan “bebek sesiyle konuşan yetişkin kadınlar” pek çok kişiye tuhaf ve dikkat çekici geliyor. Kimi bu davranışı tatlı bir iletişim şekli olarak görürken, uzmanlara göre durum hiç de göründüğü kadar masum değil. Bu alışkanlık, çoğu zaman derin psikolojik nedenlerin sinyali olabilir. Davranışın Arka Planında Regresyon Yatıyor Psikanalitik kuramın kurucusu Sigmund Freud’un tanımladığı regresyon kavramı, kişinin stresli ya da tehdit altında hissettiği anlarda çocukluk dönemine ait davranış kalıplarına geri dönmesi anlamına geliyor. Bebek gibi konuşmak da bu davranışlardan biri. Uzmanlara göre bu durum, özellikle yoğun kaygı yaşayan bireylerde bir savunma mekanizması olarak devreye giriyor. Sevilme ve Korunma Arzusu Davranışı Tetikliyor Klinik psikologlar ise bebeksi konuşmanın, çocuklukta yeterince ilgi ve şefkat görememiş bireylerde, bu boşluğu doldurma aracı olarak ortaya çıktığını belirtiyor. Bu tarz konuşmayı benimseyen kişilerin altında genellikle daha çok ilgi görme, sevilme ve korunma isteği yatıyor. Özellikle özgüven eksikliği yaşayan kişilerde bu dil, dış dünyaya karşı bir "yardım çığlığı" niteliği taşıyabiliyor. Bağımlı Kişilik Bozukluğunun Habercisi Olabilir Cleveland Clinic’in yayınladığı verilere göre, bu tür davranışlar kimi zaman “Bağımlı Kişilik Bozukluğu” ile ilişkilendirilebiliyor. Kendi kararlarını vermekte zorlanan, sürekli birine ihtiyaç duyan ve terk edilme korkusu yaşayan bireyler, ilişkilerinde bu konuşma biçimini kullanarak duygusal bağlarını kuvvetlendirmeye çalışabiliyor. İlişkilerde Etkisi Tartışmalı Bazı çiftlerde bebek sesiyle konuşma, “şirinlik” ya da “aidiyet” göstergesi olarak tercih ediliyor. Ancak uzmanlar, bu tarzın karşı tarafı rahatsız etmesi halinde ilişkinin dengesini bozabileceği uyarısında bulunuyor. Bu nedenle çiftler arasında açık iletişim ve sınırların belirlenmesi önem taşıyor. Her Bebeksi Konuşma Sorun Değil Ama... Uzmanlar her bebek gibi konuşan kişinin mutlaka psikolojik bir sorun yaşadığı anlamına gelmediğini de ekliyor. Ancak bu alışkanlık sürekli hale gelmişse, kişinin iç dünyasında bastırdığı duygulara işaret edebilir. Bu noktada bir uzmandan destek alınması öneriliyor. (Sözcü)