A
Admin
Yönetici
Yönetici
“Barışa iki gün vardı; sonra gökyüzünden ölüm yağdı...” Ortadoğu, alışkın olduğumuz kriz takvimini yeniden güncelliyor. Bu kez takvimde barış vardı. İran ile Batı’nın diplomasi masasını yeniden kuracağı konuşulurken, İsrail gökten füze indirerek o masayı yerle bir etti. Ve şimdi herkes aynı soruyu soruyor: İsrail neden, neden tam da şimdi saldırdı? Savaşın Zamanlaması: Tesadüf Değil, Tercih İsrail’in saldırısı, İran ile yapılacak nükleer müzakerelerden yalnızca 48 saat önce geldi. Bu bir rastlantı değil. Aksine, bu bir “ön kesme” taktiği. Masanın kurulmasını engellemek, süreci başlamadan sabote etmek. İsrail’in net mesajı şu: “İran ile anlaşamazsınız. Biz masada yokuz, ama savaşta varız.” ABD: Katılmadı Ama Göz Yumdu Resmî olarak operasyonda yer almadı. Ama eski Başkan Trump’ın sözleri şifreyi açık ediyor: “İsrail’e 60 gün verdik. Dolunca saldırdılar.” Bu ne demek? ABD bu saldırının zamanlamasını önceden biliyordu. Sessiz onay mı verdi, yoksa bizzat teşvik mi etti? Bu sorular hâlâ havada. Netanyahu’nun İç Siyaset Oyunu İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, içeride zorda. Koalisyon çatırdıyor, toplumsal huzursuzluk artıyor. Her kriz döneminde olduğu gibi, “dış düşman” kartı yeniden masada. Bu saldırı iç kamuoyuna verilen bir mesaj: “Bakın, nükleer İran’ı biz durdurduk.” Ama gerçekte durdurulan barış çabası oldu. Sonuç: Tetikte Bir Bölge, Sessizleşen Diplomasi İran’ın cevabı gecikmedi. Yüzlerce drone ve füze, İsrail hava savunmasına yöneldi. Bölgedeki gerilim tırmandı. Barış masası devrildi. Savaş senaryosu bir kez daha öne çıktı. Son Söz Diplomasi kırılgandır. Barış, en çok da zamanlama ister. Ama bazıları, barışı zaman kaybı olarak görür. Onlar için füze, diplomasiye tercih edilir. Bugün Ortadoğu bir kez daha “masaya oturmak” yerine, mevzilere dağılıyor. Ve tarih yine aynı soruyu soruyor: Barışa bir adım kala tetiği kim çekti? “Füze bir ülkeyi vurur, susan diplomasi bir bölgeyi.”