Azad edilen köylülerin kurduğu bir köy: Çirkince’den Şirince’ye | Taş evleriyle ve kumda kahvesiyle meşhur

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Burcu YANAR- EGE TELGRAF/ Ege’nin saklı cennetlerinden biri olan Şirince, geçmişle bugünü harmanlayan eşsiz yapısıyla keşfedilmeyi bekliyor. Taş sokaklarında gezerken tarihin izlerini adım adım hissedeceğiniz, her köşesinde başka bir hikâye saklayan bu köy, yalnızca bir turistik rota değil; aynı zamanda kültürel bir miras. Rumlardan kalan mimarisi, mübadele sonrası şekillenen yeni yaşamı ve zengin Ege mutfağıyla Şirince, İzmir’de görülmesi gereken yerler listesinin başında geliyor. Peki, bu büyüleyici köyde sizi neler bekliyor? Tarihle İç İçe, Doğayla Yan Yana: Şirince Köyü’nün Sessiz Mirası İzmir’in Selçuk ilçesine sadece 8 kilometre uzaklıkta yer alan Şirince Köyü, yüzyıllardır farklı kültürlerin izlerini taşıyan özgün bir yerleşim yeri. Geçmişi mübadele yıllarına dayanan köy, Rumlardan kalma mimarisi, doğal güzellikleri ve kültürel dokusuyla Ege’nin en özel köylerinden biri olarak öne çıkıyor. Bir Mübadele Köyünün Sessiz Tanıkları: Taş Evler ve Tarihi Doku 1922 yılına kadar Rum nüfusun yaşadığı Şirince, zamanın sivil mimarisini yansıtan yaklaşık 100 yıllık evleriyle dikkat çekiyor. Eğimli araziye paralel şekilde dizilen bu yapılar, köye girdiğiniz andan itibaren sizi zamanda yolculuğa çıkarıyor. Köyün dokusunu yalnızca evler değil; taş çeşmeler, eski fırınlar ve kahveler de şekillendiriyor. “Çirkince”den “Şirince”ye: Bir İsmin Hikayesi Köyün ismi, zamanla halk arasında efsaneleşen bir hikayeye dayanıyor. Rivayete göre, köylüler beyin “Yerleşeceğiniz yer güzel mi?” sorusuna alçakgönüllülükle “Çirkincedir” yanıtını verir. Bu cevap köyün ismine dönüşür: Çirkince. Cumhuriyet’in ilk yıllarında ise İzmir Valisi Kazım Dirik Paşa’nın ziyareti sırasında, köy öğretmeni Muallim Suat Bey’in bestelediği marş karşısında duygulanan vali, bu güzel yerin “çirkin” olarak anılamayacağını söyleyerek adını “Şirince” olarak değiştirir. Rumlardan Mübadele Göçmenlerine: Şirince’nin Değişen Kimliği yüzyılda Rum kökenli 1800 haneden oluşan Şirince, 1924 mübadelesiyle yeni bir kimliğe büründü. Yunanistan’ın çeşitli bölgelerinden gelen Türk göçmenler köye yerleştirilerek terk edilen evlere can verdi. Zamanla bu halk, hem Rumların bıraktığı mirası korudu hem de yeni bir yaşam kurdu. Aya Yani ve Aya Dimitri: Sessizliğin İçinde İki Kilise Köyde Rumlardan kalma iki önemli ibadethane bulunuyor: Aya Yani ve Aya Dimitri kiliseleri. Bu yapılar, Şirince’nin çok kültürlü geçmişine tanıklık eden önemli mimari eserler arasında yer alıyor. Ayrıca köyün ilkokul binası da, hem manzarasıyla hem de tarihiyle ayrı bir öneme sahip. Şirince’de El Emeği Göz Nuru Ürünlerle Renkli Çarşılar Köy çarşısı, hem geleneksel el işçiliğini hem de yerel üretimi bir arada sunuyor. Sabun, reçel, zeytinyağı, bal, pekmez ve daha birçok ürünü köylüler kendi tezgâhlarında satışa sunuyor. Bu sayede hem bölge ekonomisi canlanıyor hem de ziyaretçiler doğal ve katkısız ürünlerle buluşuyor. Ege ve Girit Mutfağından Sofranıza: Şirince’nin Lezzetleri Ziyaretçilerini yalnızca tarihi ve doğasıyla değil, mutfağıyla da etkileyen Şirince’de Ege’nin en özel tatları sunuluyor. Mevsime göre kabak çiçeği dolması, radika salatası, ot kavurmaları ve şevketi bostan gibi yöresel lezzetler hem gözünüze hem damak zevkinize hitap ediyor. Şirince’de Güne Uyanmak: Konaklama Deneyimi Köyde konaklamak isteyenler için birbirinden şirin seçenekler mevcut. Restore edilmiş eski Rum evleri, butik oteller ve pansiyonlar, misafirlerine geleneksel Anadolu misafirperverliğini yaşatıyor. Özellikle sabahın ilk ışıklarıyla Şirince’de uyanmak, bu deneyimi daha da unutulmaz kılıyor. Kumda Kahve Geleneği Şirince’den ayrılmadan önce, köy meydanındaki eski kahvede kumda pişirilmiş bir Türk kahvesi içmek adeta bir gelenek. Bu keyifli mola, ziyaretçilerin köyden tatlı bir anı ile ayrılmasını sağlıyor. Adıyla özdeş, kendisi de “şirin” olan bu köy, her mevsim keşfedilmeye değer.
 
Geri
Üst