Az insan, bol hava, göl gibi deniz: İzmir'den sadece yarım saat sonra başlayan huzur bu plajda!

A

Admin

Yönetici
Yönetici
Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU - EGE TELGRAF/ “İzmir’e sadece yarım saat!” diyince kulağa çok mu iddialı geliyor? Gidelim, birlikte bakalım. Şehir trafiğinden sıyrılıp toprak bir yoldan kısa bir iniş yaptığında, gözlerinin önünde açılan manzara adeta bir film karesi gibi: su o kadar durgun ki yüzeyine bakarken bir adım uzakta göl var sanırsın. Hava ferahlığı öylesine derin ki her nefeste şehir yorgunluğu biraz daha eriyor. Uygun fiyatlı günübirlik bir deniz arayanlar için burası hâlâ bir keşif noktası.

SABAHIN VE ÖĞLEDEN SONRANIN HAVASI


Gündüz saatlerinde kumsalın genişliği fark yaratıyor; deniz kenarından biraz içeri yürüdüğünde bile hava serin kalıyor. Sabah baktığın deniz sahili, güneşin gelişine karşı sanki bir aynada yansımış gibi yumuşak, berrak, göz dinlendiren bir mavi sunar. Öğleden sonra, hafif esen rüzgâr eşliğinde sahil gölgeliğine dönüşüyor; geniş kum üzerinde serin bir yürüyüş mümkün. Çocuklarla, kitapla ya da sadece kendi yalnızlığında huzurla vakit geçirmek isteyenler için ideal bir akış sağlıyor bu koy.

AZ KALABALIK, ÇOK HUZUR


Halk plajı sandığında bir kalabalık hayal ediyorsun ama burası bambaşka: kimse sana sıkışık şezlonglarla satılık gölge vermiyor. Şezlongsuz, bakir ve geniş bir kumsal var; sadece kendi piknik örtünü serip, denize girip çıkıyorsun. Göl gibi deniz çoğu gün dalga dinlemiyor, yürüdükçe bir tık derine giriş yumuşak. Kalabalık düşünme; tam tersine, her nefesin sana özel sayılıyormuş gibi. Bu ruh hali fotoğraf karesine de yansıyor; huzur görüntüye, görüntü huzura çevriliyor.

GÜN BATIMINDA SAHNE SENSİN


Bu koyda gün batımı, sıradan bir gün sonu değil; adını hatırlamak isteyeceğin bir anı. Gündüzün güneşli ferahlığı yerini gölgeli ve sıcak tonlara bırakırken, göl gibi deniz çerçeve gibi yansır. Fotoğrafı cebine koyduğunda bile kalbin biraz daha hızlanır—neden sonra keşfetmediğini sorgularsın. Uygun fiyatlı cazibesi, geniş sahili ve göl sakinliğiyle bu koy, senin hikâyene ekilecek en güzel kare

ŞEHİR KAYGISINDAN KAÇIŞIN KISA ROTASI


Yarım saat, kulağa kısa geliyor ama o yolun kendisi de ayrı bir deneyim. Toprak yola girmek, arabayı sessiz bir mola noktasına çekmek ve sonra ayaklarınla yürüyerek doğaya karışmak... Bazı insanlar tapına gider, bazılarıysa böyle bir yalıda karşısında gölü andıran denizi ve geniş kumsalın durduğu yerde bulur huzuru. Burası tam olarak öyle bir durak: hem yakın, hem uzak; hem deniz, hem doğa, hem de şehirden kopmanın yolu.

BU KAYIP SAHİL SENİ BEKLİYOR


Az insan, bol hava, duru deniz, gün batımı ve uygun fiyat: hepsi bir arada. Tabii bir de ulaşımı keyifli, kalabalıktan uzak olunca burası sanki gizli kalmış bir şarkı gibi. Bu haberle seni uzun ve ayrıntılı bir yolculuğa çıkarmak istedim; umarım sen de bu rotayı bir gün keşfederken o derin nefesi çekmeyi ihmal etmezsin. Hâlâ kimsenin bilmediği yerleri sen de keşfetmek istersen, haritanda sırdaki nokta olarak kalacak başka keşiflerim var hazırsan sıradaki cennet seninle buluşmaya hazır.

YARIM SAATTE DENİZİN İÇİNDE


Pamucak Plajı, İzmir şehir merkezinden arabayla ortalama 30–40 dakikada ulaşılabilecek kadar yakın. Konak–Selçuk yolu üzerinden giderken Efes Antik Kenti’nin tabelalarını gördüğünde, denize inen kısa toprak yola bağlanman yeterli. Kuşadası tarafından gelenler için de yol oldukça pratik; sahil tam olarak Kuşadası ile Selçuk arasında, yani iki turistik noktanın tam ortasında yer alıyor. Toplu taşıma kullanmak isteyenler içinse Selçuk’tan kalkan dolmuşlar günübirlik ziyaretçilere hizmet veriyor.

TARİH VE DOĞA EL ELE


Pamucak Plajı’nın belki de en cazip tarafı, çevresindeki eşsiz keşif noktaları. Plajın hemen yukarısında, yalnızca birkaç dakikalık sürüşle ulaşabileceğin Efes Antik Kenti, dünya mirası listesinde yer alıyor. Tiyatrosu, Celsus Kütüphanesi ve antik cadde üzerinde yürüyüş, plajdaki gününü tarihi bir yolculukla taçlandırıyor. Biraz daha Kuşadası yönüne ilerlediğinde Dilek Yarımadası Milli Parkı karşına çıkar; burası hem yürüyüş parkurları hem de doğal koylarıyla günübirlikçilerin favorisi. Aynı bölgede bulunan Meryem Ana Evi ve Şirince Köyü de, deniz keyfini tamamlayan kültürel duraklar arasında.

Pamucakkk 3


EN SAKİN ZAMANLAR


Pamucak, yaz aylarında özellikle hafta sonu çevre illerden gelen günübirlikçilerle kalabalıklaşabiliyor. Ancak sahilin 7 kilometreyi aşan uzunluğu sayesinde insanlar geniş kumsala dağılıyor; sıkışıklık hissi yaratmıyor. Sabah erken saatler hem denizin en durgun zamanı hem de kalabalık oluşmadan sakinlik isteyenler için en uygun vakit. Eylül ayında ise deniz hâlâ sıcak, ama sahil çok daha boş; fotoğraf çekmek, gün batımını izlemek için tam anlamıyla “altın sezon”.

ŞEHİR VE HUZURUN ORTA NOKTASI


Pamucak Plajı, İzmir merkezden kısa sürede ulaşabileceğin, Kuşadası ve Efes gibi tarihi ve turistik noktalarla çevrili, nefes alan geniş kumsalıyla bir mola durağı. Günübirlik gidip göl gibi denize girebilir, öğleden sonra Efes’in antik sokaklarında dolaşabilir, akşam gün batımında sahilde fotoğraf çekebilirsin. Hem doğa hem tarih hem de uygun fiyatın aynı yerde buluştuğu bu sahil, İzmir’in en büyük sürprizlerinden biri olmaya devam ediyor.
 
Geri
Üst