A
Admin
Yönetici
Yönetici
Basın açıklamasını yapan Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Ahmet Sait Algül, Maden Kanunu'na eklenen tanımlar arasında izinler hakkında karar vermeye yetkili bakanlardan oluşan yeni bir kurul belirtildiğini ifade ederek, “Ancak oluşturulacak kurul denetim ve denge sisteminin sağlanmasında belirsizliklere neden olacaktır. Madencilik yapılacak orman alanları, Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne (MAPEG) devredilmektedir. Orman alanları ruhsatlandırma yetkisi bu müdürlüğe ait olacaktır.Maden ve enerji projelerinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçleriyle ilgili değişikliklerde projelerin "ÇED Olumlu" kararı beklenmeden teşvik, onay,izin ve ruhsat süreçlerine başvurulabilmesininönü açılmak istenmektedir. ÇED süreçlerinde İdarelerden görüş istenmesi ile 3 ay içinde cevap verilmemesi halinde izin verilmiş sayılması" kuralını getirmektedir. Bu durum İdarenin kamu görevini yerine getirmediği durumlarda otomatik izin verilmesi ileciddi riskler barındırmaktadır” ifadelerini kullandı. “TESİS İNŞA EDİLMESİNİN ÖNÜ AÇILMAK İSTENİYOR” Algül, “31 Aralık 2024'ten sonra işletmeye alınmış, yapı ruhsatı ve yapı kullanım izin belgesi olmayan elektrik üretim tesislerine verilecek uygunluk belgesi, hem yapı ruhsatı hem de işletme izni olarak uygulanacaktır. Teklifin 11.maddesinde madencilik faaliyeti yürütülecek kısımdaki zeytin ağaçlarının maden sahalarının bulunduğu ilçe ve il sınırları içinde taşınması ile zeytinlerin bulunduğu orman ve bahçelerde madencilik faaliyetlerinin yürütülmesi ve tesis inşa edilmesinin önü açılmak istenmektedir” diye konuştu. “ZEYTİN AĞAÇLARININ TARİHSEL DEĞERİ HİÇE SAYILACAKTIR” Danıştayın daha önce iptal ettiği yönetmelik ve gündeme gelen kanun teklifinin şimdi tekrar kanun teklifi ile Meclis gündemine geldiğini kaydeden Algül, “Ne yazık ki doğamızı felakete sürükleyecek büyük bir yanlışta ısrar edilmektedir. Zeytin ağaçlarının taşınmasının veya yeni zeytin sahasının oluşturulmasının mümkün kabul edilmesi sadece teknik bir süreç veya sayısal bir eşitlikten ibaret değildir. Faaliyet yürüten şirketlerin insiyatifine bırakılan bu süreç zeytin ağaçlarının talan edilmesine ve ekolojik dengenin bozulmasına sebep olacaktır. Zeytin ormanları, orman köylüleri, tarımsal alanlar, toprak verimliliği, toprak mikroorganizmaları, böcek ve kuş popülasyonu yani alandaki bütün ekosistem derinden etkilenecektir. Yaşı yüz yılları geçen zeytin ağaçlarımızın kültürel belleği ve tarihsel değeri hiçe sayılacaktır” dedi. “TEKLİFTEN DERHAL VAZGEÇİLMELİDİR” Aydın Barosu olarak çağrıda bulunan Algül, “Anayasaya, taraf olduğumuz Uluslararası Sözleşmelere ve kanunlarımıza aykırı olan bu kanun teklifinden derhal vazgeçilmesidir. Hukukun üstünlüğünü ve kamu yararını gözeten, halkın, sivil toplum kuruluşlarının ve meslek odalarının katılımını esas alan, doğayı ve kamu vicdanını zedelemeyen düzenlemelerin hayata geçirilmesini talep ediyor kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz” ifadelerine yer verdi.