A
Admin
Yönetici
Yönetici
Türkiye, dört bir yandan kuşatma çemberinin içerisine alınmış bir halde. İç cephe yangınlarla, krizlerle kavrulurken; adalet mekanizması iktidarın sopasına, ormanlarımız ise ateşe teslim olmuş durumda. Orman yangınları büyüyor Geçen hafta Sakarya’nın Taraklı ilçesinde başlayan orman yangını, kuvvetli rüzgârla Bilecik’in Gölpazarı ve Osmaneli ilçelerine kadar sıçradı. 16 köy boşaltıldı, yüzlerce vatandaş tahliye edildi. Gölpazarı’nın Urgancılar köyü başta olmak üzere birçok yerleşim yeri adeta kül oldu. Küçükbaş hayvanlar telef oldu, onlarca ev, ahır, tarla kullanılamaz hale geldi. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre sadece iki gün içinde Türkiye genelinde 150 yangın çıktı; bunlardan 8’i hâlâ kontrol altına alınamadı. Bilecik, İzmir ve Hatay gibi illerde binlerce insan geceyi diken üstünde geçiriyor. Müdahale yetersiz Vatandaş elinde kürek, hortum, kovayla alevlere karşı tek başına nöbet tutarken devletin müdahalesi yetersiz kalıyor. Yaz gelince yanan sadece ağaçlar değil; köylünün emeği, toprağın bereketi ve bu ülkenin akciğerleri de kül oluyor. Yargı iktidarın sopasına dönüştü Bir yandan da yargı, bir süredir iktidarın en keskin sopasına dönüşmüş durumda. Bugün İzmir’de sabaha karşı başlatılan operasyonla eski Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer dahil 157 kişi gözaltına alındı. CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, bu süreci “itibar suikasti” diye tanımlarken, parti yönetimi bunun İstanbul’daki Ekrem İmamoğlu davasına benzeyen yeni bir siyasi kuşatma olduğunu söylüyor. Mahkemeler, savcılıklar artık adaletin değil, siyasetin sahnesine dönüşmüş halde. Yaralı asker sessizliği Sınır ötesinde ise Pençe-Kilit Operasyonu’ndan gelen haberler moralleri iyice bozuyor. PKK’nın askerlerimize saldırdığı, 10 askerimizin 3’ü ağır olmak üzere yaralandığı iddiaları günlerdir konuşuluyor. Ancak Milli Savunma Bakanlığı sessizlik içinde. Soru soran yok, hesap veren yok. Ekonomi cephesinde de yangın var Bütün bunların üstüne bir de ekonomi cephesindeki yangın ekleniyor. TÜİK’in bile makyajlayarak açıkladığı enflasyon çift haneyi aşıyor, genç işsizlik artık neredeyse her aileyi vuruyor. Beyin göçü, Türkiye’nin geleceğini alıp götürüyor. Son veriler, bu yıl en az 5 bin yazılım mühendisi, binlerce doktor ve akademisyenin Avrupa’ya yerleşmek için başvuru yaptığını gösteriyor. Gençler bu ülkede nefes alamıyor. Umudu diri tutanlar var Ama yine de her yangının ortasında inatla direnen birileri var. Bilecik’te evini bırakıp ormanına nöbet tutan köylüler… Adliye koridorlarında hak arayan gazeteciler, belediye yöneticileri… İşsizliğe, haksızlığa, hukuksuzluğa boyun eğmeyen gençler… Küllerinden doğacak bir ülke Belki de bu ülkenin kül olmuş topraklarında yeşerecek yeni umut tam da burada saklı. Bu ateş çemberinin içinden bir gün mutlaka çıkacağız. Çünkü bu ülkenin her köşesinde hâlâ toprağına, ormanına, adaletine, umuduna sahip çıkan milyonlar var.