ARABA SEVDASI

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Geçtiğimiz hafta Trafik Dairesinin bir verisi yayınlandı. Buna göre 30 Nisan 2025 itibariyle KKTC trafiğinde seyreden araç sayısı 425 bin 754'e ulaştı. Tabii 400-500 bin bandında açıklanan ama hükümet partilerine mensup bazı milletvekillerinin milyona kadar çıkan tahminlerinin de etkisiyle sürekli tartışma konusu olan KKTC nüfusunu bu rakamdan hareketle tahmin etme yarışı yeniden gündeme geldi. Oysa, daha önce baz alınan ekmek satışı ya da cep telefonu kullanımı gibi bazı ölçütlerden hareket edip nüfusu hesaplamak gibi araba sayısından hareketle nüfusu öğrenmeye çabalamak da geçerliliği olan bir çalışma sayılamaz. Çünkü, ekmek satışı ya da cep telefonu gibi araçları insan sayısı ile birebir eşleştirmek mümkün olmadığı gibi, araç sayısını da birebire indirgemek mümkün olmaz. Aile başına düşen ekmek sayısı ailelerin sosyo ekonomik ve sosyo kültürel yapısına göre değişkenlik gösterir. Ayrıca ekmek tüketimini ülkeye gelen turist nüfus da yapar. Ya da pek çok insanın bir değil birden çok kullandığı telefon var. Ayrıca şirket hatları dediğimiz kurumsal hatların sayısı da hayli ciddi sayıdadır. Aslında, araç sayısı da yukarıdaki örneklerde olduğu gibi nüfus için ciddi ve bilimsel bir veri tabanı oluşturmaz. Ama, araç sayısı ülkedeki bir başka veriyle çaprazlanarak toplumdaki önemli bir gerçeği daha iyi anlamamızı kolaylaştırabilir. Bu veri de, KKTC’nin ithalat kalemleri ve bunların bileşimini karşılaştırarak elde edilebilecek bir analiz gerektirir. Evet, KKTC’nin kendi ölçeğinde oldukça hacimli olan mal ithalatının ilk iki sırasında yıllardır ya birinci ya da ikinci olarak mutlaka araç ithalatı başı çeker. Daha da anlamlısı, bu araçların pek çoğu lüks araba kategorisine giren araçlardır. Bir başka anlatımla, eldeki milli kaynağın çok büyük bir kısmı lüks araçlar uğruna dışarıya ödenmektedir. Bu olgu da Türk Edebiyatının ilk romanı kabul edilen, Recaizade Mahmut Ekrem’in Osmanlı’nın son dönemini tasvir eden Araba Sevda’sının Bihruz Bey’ini hatırlatmaktadır. Bihruz Bey, Paşa babasından kalan hatırı sayılır serveti araba sevdası içinde, lüks ve gösterişli yaşam uğruna harcamış ve tüketmişti. Rakamlardan öyle anlaşılıyor ki bu topraklarda Bihruz Bey gibi yaşayanlar ciddi bir sayı oluşturmaya başlamıştır. Oysa geçen hafta Selanik’i ziyaret eden Rasıh Reşat yollarda hiç lüks araba görmediğini, bunu hayret ve takdirle karşıladığını yazmıştı. Tabii, Merkel’in AB çıpası ile Yunanistan’a yaptığı kaba ayardan önce Selanik de buralardan farklı değildi. Umulur ki bize de birileri kaba ayar yapmadan kendimize gelir, lüks ve gereksiz, gösterişli araba almaktan kendi irademizle vazgeçeriz.
 
Geri
Üst