Almanya’da Şehirlerin Çoğu Erişilebilirlikte Sınıfta Kalıyor

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Alman İnsan Hakları Enstitüsü için hazırlanan yeni bir çalışma, 50.000’den fazla nüfusa sahip şehirlerin çoğunda erişilebilirliğe dair somut planların bulunmadığını ortaya koydu. Araştırmanın yazarı Prof. Dr. Albrecht Rohrmann, bu durumu “yetersizliğin açık göstergesi” olarak nitelendiriyor. Yalnızca Beş Büyük Şehirden İkisi Hedefli Adımlar Atıyor Çalışma kapsamında, Almanya’daki beş büyük şehirden yalnızca ikisi erişilebilirliği artırmaya yönelik sistemli bir çaba gösteriyor. Kalan şehirler ise bu konuda ciddi bir boşluk içerisinde. 619 büyükşehir ve ilçe belediyesi incelendi; yalnızca 252’sinde sistematik planlama faaliyetlerine rastlandı. Ancak bunların da yaklaşık %60’ında engelli bireylerin sürece dahil edilmediği görüldü. Erişilebilirlik Planlamayla Başlamalı Prof. Rohrmann, erişilebilirliğin yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda sosyal bir mesele olduğunu vurguluyor. Erişilebilir konutlardan okullara, kamu ofislerinden dijital hizmetlere kadar geniş bir yelpazede, her bireyin bağımsız yaşam sürebilmesi için planlı ve kapsayıcı hizmetler gerekiyor. Araştırmacıya göre, yerel yönetimlerin personel ve bütçe yetersizliği, bu planların hayata geçirilmesinde önemli bir engel. Ancak bütçe sınırlamaları, insan haklarına dair yükümlülükleri ortadan kaldırmıyor. “Bireysel Önlemler Yetmez, Kapsamlı Stratejiler Şart” Araştırmada, tekil çözümler yerine bütüncül stratejilerin benimsenmesi gerektiği vurgulanıyor. Örneğin sadece müzeleri erişilebilir kılmak yeterli değil; etrafındaki ulaşım altyapısı, iletişim sistemleri ve personel istihdam politikaları da aynı hassasiyetle planlanmalı. Bu yaklaşım sayesinde hem fiziksel hem sosyal erişilebilirlik sağlanmış olur. Aynı zamanda engelli bireylerin gerçek anlamda toplumun parçası olması mümkün hale gelir. Yasal Yükümlülük Var, Ancak Sürdürülebilirlik Eksik BM Engelli Hakları Sözleşmesi, Almanya için bağlayıcı nitelikte ve belediyelere ciddi sorumluluklar yüklüyor. Alman İnsan Hakları Enstitüsü’nden Leander Palleit, bu yükümlülüklerin “sadece niyet değil, harekete geçmeyi zorunlu kıldığını” belirtiyor. Ancak araştırma, uzun vadeli ve sistematik stratejilerin hâlâ eksik olduğunu ortaya koyuyor. Prof. Rohrmann, yerel düzeyde çaba göstermek isteyen aktörlerin çoğu zaman sistemsel engeller ve siyasi ilgisizlik nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını söylüyor. Almanya’daki şehirlerin büyük bir kısmı, engelli bireylerin topluma tam ve eşit katılımını sağlamakta geride kalıyor. Bu konuda yalnızca yasal düzenlemeler değil, gerçekçi bütçeler, siyasi irade ve sürekli katılımla desteklenen kapsamlı planlara ihtiyaç var.
 
Geri
Üst