A
Admin
Yönetici
Yönetici
Konferansın açılışını Saadet Hamburg Teşkilat Başkanı Salih Demirci yaptı. Katılımcılara teşekkür eden Demirci, programa katkılarından dolayı konuşmacı Dr. Latif Çetin’e özel şükranlarını sundu. Konferansın ana konuşmasını yapan Dr. Latif Çetin, Türk-Alman ilişkilerinin 300 yıla dayanan tarihini geniş bir perspektifle değerlendirdi. Çetin, 1961 yılındaki iş gücü anlaşmasının ilişkilerin başlangıcı olmadığını, Osmanlı dönemine uzanan siyasi ve kültürel bağların önemini vurguladı. Sunumunda, Almanya’daki Türk varlığının izlerini mimari yapı örneklerinden sosyal hayata kadar birçok başlık altında anlatan Dr. Çetin, tarih bilincinin toplumsal kimlik açısından taşıdığı rolü şu sözlerle dile getirdi: “Eğer tarihimize sahip çıkmazsak, sadece işçi kimliğiyle anılmaya mahkûm oluruz.” Sunum sırasında 1980 yılına ait kişisel bir anıyı da paylaşan Dr. Çetin, Almanya’ya ilk geldiği dönemde tanıştığı bir amcanın okuma yazma bilmediğini, eşinden aldığı Türkçe mektubu bile okuyamadığını anlattı. Bu mektubun hâlâ arşivinde olduğunu da belirtti. Konferansta dikkat çeken bir diğer nokta ise, Almanya’nın Türkiye’den işçi talebinde bulunmadığı, aksine Türkiye’nin iş gücü gönderebilmek için çaba sarf ettiği yönündeki tarihsel gerçeklikti. Bu vurgu, göç tarihine daha bütünsel bir bakış getirdi. Etkinlik, “Türk-Alman ilişkileri yalnızca geçmişle sınırlı değil, ortak bir geleceğe de katkı sağlar” mesajıyla sona erdi. Katılımcıların soruları ve katkılarıyla interaktif bir ortamda ilerleyen konferans, kültürel hafızaya değerli bir katkı sundu. Saadet Hamburg Teşkilatı yetkilileri, bu tür etkinliklerle Almanya’daki Türk toplumunun tarihsel mirasını yaşatmaya ve Türkiye ile Almanya arasında gönül köprüleri kurmaya devam edeceklerini belirtti. MANSETDE