A
Admin
Yönetici
Yönetici
İzmir’in en büyük ilçelerinden biri: Buca. İktidar partisinin tabelasını taşıyan bir teşkilat: AK Parti Buca İlçe Başkanlığı. Ve o tabelanın altındaki en silik, en sessiz, en görünmez isim Cihangir Sağır. Bugün artık kamuoyu açıkça sormalıdır: Cihangir Sağır o koltukta neden oturuyor, kimi temsil ediyor ve kim adına susuyor? Zira bu kentte, hele ki böyle kritik bir ilçede siyaset yapmak, sadece koltukta oturmakla olmaz. Siyaset, milletle yürümek, devletin değerlerine sahip çıkmak, partinin yükünü taşımakla olur. Ama Sağır, bırakın yük taşımayı, kendi gölgesinden bile bihaber bir görüntü sergiliyor. MİLLİ GÜNLERDE YOK, MİLLİ DEĞERLERDE SESSİZ 29 Ekim gelir, yok. 10 Kasım olur, ortada yok. 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos… yok, yok, yok. AK Parti'nin en azından millî değerlere saygı duruşunda durduğu anlarda bile Cihangir Sağır görünmüyor. Sadece fiziken değil; zihnen, vicdanen ve siyaseten de yok. Söz konusu devlet millet ve maneviyat olunca sırra kadem basan ne devletin çizgisini ne partinin ruhunu taşıyabilir. Bu suskunluk artık kişisel bir tercihin ötesinde; siyaseten sorgulanması gereken bir tavırdır. BAKANA SAHİP ÇIKAMAYAN BAŞKAN, KİME HİZMET EDİYOR? Geçtiğimiz hafta yaşananlar, bardağı taşıran damladır. AK Parti’nin İzmir Milletvekili, Gençlik ve Spor eski Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Buca Kırklar köyünde vatandaşlar ve çevre köy muhtarları ile buluştu. bu sade ve sıradan bir ziyaret değildi; Bir devlet adamının, uluslararası arenada ülkeyi temsil eden milletvekili olarak halkla doğrudan temas kurduğu önemli bir buluşma idi. Yanında kim vardı? İlçe Başkanı Cihangir Sağır. Sayın bakan ziyaretini ve milletle buluşmasını kendi sosyal medyasından hem canlı yayınladı hem de program sonrası dakikalar içinde kendine ait bütün sosyal medya platformlarından yayınladı ve etkinliği duyurdu. Ama Ak Parti Buca ilçe teşkilatında ne oldu? Ne Buca İlçe Teşkilatı’nın sosyal medya sayfalarında ne bir paylaşım ne bir teşekkür ne bir açıklama. Cihangir Sağır, sayın bakanla aynı kareye girmesine rağmen, bu ziyareti kamuoyuna yansıtma cesareti gösteremedi. Peki neden? REFERANSLARI KÜSTÜRME KORKUSU MU? Şimdi herkesin dilinde aynı soru: "Cihangir Sağır bu ziyareti neden görmezden geldi?" Siyasi “ağabeylerinden” azar mı işitmek istemedi? Kendisini o koltuğa getiren odakların hoşuna gitmeyecek diye mi korktu? Yoksa Mehmet Kasapoğlu gibi çalışkan, halkla iç içe, uluslararası temsiliyet gücü olan bir ismin parlamasından rahatsız mı oldu? Bu sorular sadece kamuoyunun değil, artık AK Parti içindeki birçok ismin de dilinde. Çünkü bu iş artık sadece bir sosyal medya paylaşımını es geçmekle açıklanamaz. Bu tutum, siyasi bir kıskançlık, parti içi hesapçılık ve millete değil, kliklere hizmet eden bir anlayışın tezahürüdür. AK PARTİ’YE İHANET, BUCA HALKINA SAYGISIZLIK Cihangir Sağır bugün susarak sadece Mehmet Kasapoğlu’nu değil; Gece gündüz sahada olan AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’nın emeğini, Kırsaldan merkeze kadar ilçe ilçe gezen, uluslararası görevlerinden dahi vakit ayırıp seçmeninin yanında olan milletvekillerini de gölgelemeye çalışmaktadır. Bu, bireysel bir zaaf değil; AK Parti'ye içeriden zarar veren bir duruşsuzluk biçimidir. YA SİYASETİ YAPIN YA DA ÇEKİLİN İzmir’de AK Parti neden kazanamıyor? Cevap: Çünkü partiye değil, kendine çalışanlar var. Çünkü görev değil, koltuk peşinde koşanlar var. Çünkü millete değil, vesayete selam duranlar var. Buca’da Cihangir Sağır gibi “yok” ilçe başkanları olduğu sürece, AK Parti ne yerel başarı elde eder ne de milletin güvenini kazanır. Sözüm sadece Buca’ya değil; bu suskunluk düzenini sürdüren, sessizliğe rıza gösteren, bu tavırları örtbas eden herkese: AK Parti, milletin partisi mi olacak, yoksa sessiz bürokratikçilerin çiftliği mi? Unutmadan sormak istiyorum Buca ilçe başkanlığı binasında uzun yıllardır görevini namuslu ahlaklı yapan milletin canını malını korumak için canını vermeye hazır polis memurunun görev yeri neden değişti ? merak ediyorum. Bir sonraki haberde bu konuyu ele alacağım! Bu sorunun cevabını artık il yönetimi vermelidir. Ve unutulmasın: Siyaset bir duruştur. Duruş gösteremeyenlerin o makamda işi yoktur.