“Adana Şiir Korosu” sahnede

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Adana’nın en eski mistik havasıyla bilinen Taş Mekan’da ilk gösterisini sergileyen koro Didem Madak şiirlerinden oluşan bir seçki ile dinleyicilerin karşısına çıktı. Şair Neslihan Dağlı, Selda Kaya, Ayfer Karakaş, Eylem Demir ve Bircan Elinç’in yer aldığı koroda Mustafa Aydın sesi ve müziğiyle katkı sundu. Sanat yönetmenliğini İhsan Ustaoğlu’nun yaptığı koro Didem Madak’la başladıkları yolculuğu devam ettirecek. Sözü onlara bırakıyoruz. SANAT YÖNETMENİ İHSAN USTAOĞLU -Bir tiyatrocu olarak şiir korosu ile olan bağınızı anlatır mısınız? Nasıl bir çalışma yönteminiz var? İstanbul da birkaç kurumda 15 şairi anma etkinliği yaptık. Şiir Korosu bizim ülkemizde eksikliği olan ve pek fazla bilinmeyen bir çalışma. Adana’da ilk kez beş kadın şairden oluşan ve şairlerin kendi şiirleri dışında başka bir şairin şiirlerinin seslendirildiği bir çalışma yaptık. Bu belki de ülkede bir ilkti. Didem Madak sonuçta kimsenin hayır diyemeyeceği bir şairdi saygıyla anıyoruz. Şiirlerde müzik seçiminde önceliğim şiirin şairin dokusuna uygun müzik ve müzisyenler oluşturmak. Örneğin Ahmed Arif’i anarken keman piyano kullanmam. Yapanlar vardır ama şairin öz yaşamından yola çıkarak bazı şeyleri düşünürüm. Kentli şairler önceliğimdir. Çünkü ben hep kentte yaşadım. Bilmediğim bir dünyayı şiiri tasvire yanaşmam bu konuda haddimi bilirim. Örneğin Didem Madak kolej eğitimi almış bir şair ve kentli bu şairde saz ve kaval ney kullanmam. Kayıttan gelecekse önceliğim klasik müziktir bu müzikte inişler çıkışlar varyasyonlar sonsuzdur. Şair ve şiir seçilirken de. Tabii bu uzun bir çalışma gerektirir şiire uygun ses yapısı imge bütünlüğü ne dikkat etmek gerekir. Canlı müzik kullanılacaksa müzisyenlerin geniş repertuvara sahip olması gerekir. Mustafa Aydın bu konuda doğru seçimdi. Tabii yan flüt de olsa iyi olurdu ama sezona kısmetse. SELDA KAYA -Adana Şiir Korosu’nun kurucusu olduğunuzu öğrendik. Bu koronun oluşum süreci nasıl gelişti? Son bir yıldır değerli tiyatrocu İhsan Ustaoğlu'nun kurduğu "Tia Sahne Oyuncuları " adlı tiyatro gurubu, çalıştığım kültür merkezinde birkaç oyunla sahne aldı. Tanıdığım oyuncu İhsan hoca tiyatro oyununda oynama teklifini kabul ettim. Ve oyuncu gurubuna alınmamla birlikte bana gelen kadın şair rolü de tam bana göreydi ve bu oyunda iki defa sahne aldım. Çok az tiyatro deneyimim olmasına rağmen çok başarılı bir sahneleme olduğu izlenimleri beni mutlu etti. Sesimi sahnede kullanma tonu hocamızda yeni bir projenin ışığını yaktı. Oturup uzun uzun konuştuk ve "Adana Şiir Korosu" adlı bir grup kurma üzerine fikir birliğine vardık. Katılımcı oyunculardan İhsan hoca, katılımcı şairlerden ben sorumlu oldum. Kısa bir süre sonra alt yapı çalışması bitince yaklaşan Dünya Şiir Günü olan 21 Mart’ta basına açıklama kararı aldık. Açıklamadan sonra belirlediğimiz gibi kadınlardan oluşacak olan ilk çalışma şair ve oyunculardan oluşuyordu ama ağırlık şairlerden oldu. Ve aldığımız kararlarda bu ilk gösterimizi kaybettiğimiz değerli şair Didem Madak'a ayırdık. Herkes çiçekli elbise giyecekti bu etkinlik için "Çiçekli Şiirlerle Didem Madak " ismini aldı bu çalışma. 24 Mayıs’taki ilk gösterimiz için şiirin ruhuna uygun, mistik atmosferiyle ilgi çeken tarihi "Taş Mekan"ı seçtik. -İlk etkinliğinizde Didem Madak’ı seslendirdiniz. Bu seçimi bize açıklar mısınız? Evet, ilk etkinliğimiz Didem Madak oldu.Bildiğiniz üzere Gülten Akın dışında uzun bir süre kadınlar kendini şiirde var edemedi. Şair kadın deltasının oluşumu 1970’lere dayanmaktadır. Bu Türk edebiyatındaki Şair Kadın için sesini şiirde duyurması açısından oldukça geç kalınmış bir tarihtir. Erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. Şiir eril bir alan ve eril bir dil olarak görüldü. O zaman diliminde şiirde ses verecek olan kadının önce kendi mücadelesini vermesi ve kadın mücadele tarihini iyi okuması ve bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kendini var etmek adına bunların bilincinde olması ve kendi dilini yaratması gerektiğini düşünüyorum. Şair kadınların kendi seslerini duyurması, yaratıcı bir alan olan şiirde varlık göstermesi Türk ve dünya edebiyatı adına oldukça önemlidir. Yüzünü güneşe doğrultmuş çiçekler, adresler var imzalar var. Kadın şiirinin her ne kadar üstü örtülmeye çalışılsa da edebiyat dünyası şair kadınlarla daha çok bereketlenmektedir. Bizler önce Şair Kadın demeseydik kendimize ve mücadelemize ihanet edecek ve kendimizle ters düşecektik. Şiire çiçekli kanat takan Didem Madak çok az bahsedilmesine karşın yüreklerde en çok yer edinen şairlerden. Şiirleri ılık bir nehir olur önce kendine sonra şiir havzasına akar. Şair kadınlar olarak bunu hem ona hem şiirine bir vefa borcu olduğunu düşünmemize neden oldu. Bizler şiire gönül vermiş beş kadın olarak birbirimizden ilham alarak ve dayanışma içine girerek neden Didem Madak demeyelim dedik. Ve tabi ki listemizdeki Gülten Akın, Nilgün Marmara Tomris Uyar da diyeceğiz… İkinci olarak şairin küçük yaşta annesini kaybetmesiyle yarım kalan çocukluğu, anne yokluğunun o'nda bıraktığı derin izleri şiirlerinde olağanüstü bir şekilde, dokunaklı ve içten işlemesi bu yarım kalmışlığı kendi kızının da yaşayabileceği korkusu ve bilinciyle yazdığı şiirleri, bir kadın ve bir anne olarak bizleri çok etkiledi. Kısaca Didem Madak iliklerine kadar hissedilmiş bir yaşamın ve acının dizelerde çiçek bulmuş halidir -Beş kadın şairden oluşan bu koro, sadece kadın şairleri mi seslendirecek? Gelecekteki planınız nedir? Sanatseverlerin bizlere en çok yönelttiği soru bu. Bu ilk etkinlik ve bizler Didem Madak şiiri için koromuzu yalnızca kadın şairlerle sınırlı tuttuk. Ama önümüze koyduğumuz projelerde bu değişecek ve yorumcu erkek şairler de aramızda olacak. Bunu, konu alacağımız şairlere göre belirleme kararı aldık. Örneğin önümüzdeki programa Ümit Yaşar Oğuzcan'ı konu alacağız ve koromuzda erkek şair yorumcularımız ağırlıkta olacak. Yani asıl ana kadro bu ama şair ismine göre koromuzdaki sayı ve cinsiyet değişkenlik gösterecektir. NESLİHAN DAĞLI -Koro çalışması esnasında nasıl bir iletişim içinde oluyorsunuz. Bu koro çalışması ilk başta zor görünmesine karşın gayet güzel ve akışkan başladı. Aynı saatte uygunluk, bir zaman dilimi yaratmak beş kadın için güç olmasına karşın, iki çalışmadan sonra bunun üstesinden geldik. Bizler bir araya gelip çalıştıkça okuduğumuz şiirin keyfine, hazzına vardık. Bu buluşmalar aramızdaki sıcaklığın artmasına ve iletişimimizin güçlenmesine neden oldu. Çalışmalarımız birlikteliğin verdiği uyumla gayet keyifli geçiyordu. Bazen gözümüzden yaşlar akana kadar birbirimize güldüğümüz, hüzünlendiğimiz olurdu. Birer eğitmen olduk bir birimize, bilen bilmeyene anlattı. Her vurguyu her sözcüğü birbirimizin imbiğinden geçirdik. Bu atmosferi yakalamak kolay değildir çoğu zaman ama bizler bunu başardık. Ve heyecanla yeni çalışmaları önümüze koymayı bekliyoruz... -Koro arkadaşlarınızla nasıl bir çalışma tarzınız var. Sıralama ve diğer konularda nasıl bir yol izlediniz? Şiir sıralamasını ses tonumuzun şiire yansımasına göre ayarladık, bazı şiirler güçlü sesle başlamasıyla bazı şiirler daha düşük ve nahif tonlarla bağlanmalıydı. Şiirler deki bölümleri de böyle paylaştık. Hatta uyumu sağlayamadığımızda şiir bölümlerini değiştirdik bu da çok zamanlı bir araya gelip grup çalışmasının sonucunda ortaya çıkıyordu. AYFER KARAKAŞ Sizin bu koroya katılmanız nasıl oldu? İlk etkinliğinizin yankıları hakkında neler söylemek istersiniz? Koro, mart ayı ortalarında Selda Kaya ve İhsan Ustaoğlu tarafından kurulmuş ve 21 Mart Dünya Şiir Günü’nde ilan edildi. Koroda Selda Kaya, Neslihan Dağlı'nın yanı sıra üç tiyatrocu kadın arkadaş vardı ilk kurulduğu anda. Selda arkadaşım ilerleyen günlerde bu koroya beni de almak istediğinisöyledi ben de sıcak baktığımı ve bunun beni mutlu edeceğini söyledim. Bu konuşmamızın üzerinden bir süre sonra ( Koro, performatif bir alan olduğu için tiyatrocularada yer verildi.) Sonraki aşamalarda iki tiyatrocu arkadaşımız şiir çalışmasını gereken çaba, zaman ve özeni gösteremediklerinden dolayı onlarla çalışmaya son verildi. Bu kadro hızlı bir değişikliğe doğru gitti. Ve Selda'nın aklına ilk ben gelmişim. Daha önce de konuştuğumuz için çalışmaya ve konuya da hakimdim. Onun bu teklifini büyük bir heyecanla kabul ettim elbette. Koromuz ilk gösterimini Adana’nın sanata en büyük desteği veren mekânlarından biri olan Taş Mekan 'da gerçekleştirdi. Gösteri, Adana'nın değerli sanatçı ve sanata gönül vermiş insanları tarafından büyük bir ilgiyle izlendi. Güzel geri dönüşler aldım, kendi adıma söylemek gerekirse. Şiir korosu, Adana'da bir ilk olması ve önemli bir boşluğu doldurması bakımından kıymetli bulundu. -Didem Madak sizin için neyi ifade ediyor? Didem Madak çiçekli şiirlerin ve rutubetli odaların şairidir. Ben de ondan aldığım ilhamla şiirlerimde çiçeklere yer veriyorum. 8 yıldır onu ve bir anneyi kaybetmenin acısını ve anne özlemini çok iyi anlıyorum. Bu bizim ortak noktamız. " Annemle İlgili Şeyler " şiirinde annesini anlatan Didem Madak gibi ben de şiirlerimde annemi yazıyorum. O, üstelik kadın duyarlılığının da en önemli sesidir. Sadece bu açıdan düşünüldüğünde bile çok değerlidir. EYLEM DEMİR - Adana Şiir Korusu'nun şehrinizin kültür-sanat hayatına nasıl bir katkısı olacağını düşünüyorsunuz? Karalanmış bir resmin tonunu değiştireceğini düşünüyorum. En derin en sert en görkemli yürek hareketlerinin gerçekleştiği şehirdir Adana. Dışarıdan gelen önyargıları da taşır omzunda aynı zamanda. Alıngan olmamıştır. Acıya, kavgaya gönüllüdür. Kalın bir sesi vardır çarpışarak sever çoğu şeyi. Adana Şiir Korusu, “Hayat Anlaşılabilir” diyecektir sesiyle tüm şehri dolaşacaktır. O rüya o tebessüm o kökten meydan okuma o ince nahif sesiyle gerçek dünyanın dökümü olacaktır. -Bu bir yanıyla sahne performansı sayılabilir. Sizin için nasıl bir deneyim oldu? Baş döndürücü bir deneyim benim için. Kendi tenhalığınızdan çıkıyorsunuz siyahınız açılıyor yalnızlıktan kurtuluyorsunuz. Tövbe ettiğiniz her şeyi özgür bırakıyorsunuz gözleriniz elleriniz sesiniz şiire şarkıya eşlik ediyor ve en önemlisi ayaktasınız. İçinizden bir ses “Yaşam Var” diyor, duyuyorsunuz. BİRCAN ELİNÇ -Bize biraz sanatsal çalışmalarınızdan ve koroya dahil olma sürecinizi anlatır mısınız? Sahnede olmak gibisi yok, hele ki tiyatroda! Usta oyuncu, yönetmen İhsan Ustaoğlu'nun teklifiyle şiir korosuna dahil oldum, inanılmaz bir deneyim. Ekip arkadaşlarımla aramızda güzel bir bağ oluştu. Provalar çok keyifli geçiyor, Heyecan dorukta. Umarım sizler de beğenirsiniz. -Adana’da kadın sanatçılara dair neyi görmek istersiniz? Adana'da muhteşem kadın sanatçılarımız var! Özellikle şair ve yazar kadınlarımızın eserlerini daha çok görmek istiyorum. Tiyatro oyuncularımızın performansları da gerçekten harika. Acaba Adana'da kadın sanatçılar festivali olsa nasıl olur? Çok güzel olurdu bence! Özellikle Adana'nın kültürel zenginliğini yansıtan eserler ortaya koymalarını çok isterim. Sanatçıların eserlerinde buram buram Adana'yı hissetmek isterim. Adana'nın tarihi atmosferinde büyük etkinliklere katılmak harika olurdu. Sanatın tüm dalları mimari, resim, müzik, heykelcilik, tiyatro, edebiyat, sinema ve birçok farklı dalda kendini yetiştirmiş başarıdan başarıya koşan kadınlar görmek beni çok mutlu ederdi.
 
Geri
Üst